Yaklaşık kırk hafta süren büyülü hamilelik sürecini sonlandıracak ve merakla beklediğiniz bebeğinizi size ulaştıracak olan son adım, doğumdur. Doğum, anne adayları heyecanlı bir süreçtir. Doğumun ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği büyük bir merak konusudur. Her ne kadar doğum süreci tüm detaylarıyla planlanmaya çalışılsa da bunun bebeğin gelişimine ve annenin bedeninin doğuma hazırlanışına göre gelişen doğal bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Doğum öncesi belirtileri bebeğinize kavuşmaya sayılı günler kaldığını gösteren en önemli ipuçlarıdır. Doğum yaklaştıkça belirtilerle karşılaşmaya, vücudunuzdaki değişimleri hissetmeye başlarsınız. Peki, doğumun ilk belirtileri nelerdir? Büyük güne hazırlanmanız için önemli işaretler olan doğum belirtileri kaç gün önceden başlar? Doğum belirtileriyle ilgili ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgileri yazımızın devamında bulabilirsiniz!
Ebeveynlerin heyecanla beklediği anlardan biri olan doğumun ne zaman gerçekleşeceğinin hesaplanması, bebek ve anne için ihtiyaç duyulan hazırlıkların planlanması için önemli bir adımdır. Doğum yaklaşma belirtilerinin doğru şekilde anlamlandırılması için de bebeğin muhtemel doğum tarihinin hesaplanması oldukça önemlidir. En doğru bilgi için doktorunuza danışabileceğiniz gibi hazırlıkları tamamlamak için bebeğinizin tahmini doğum tarihini siz de yaklaşık olarak hesaplamayı deneyebilirsiniz. Doğum tarihini hesaplamak için genellikle iki yöntem kullanılır.
Hamilelik süreci toplamda üç dönemden oluşan ortalama olarak dokuz ay on günlük bir süreçtir. Yani, ortalama hamilelik süresi 280 gün şeklinde belirtilebilir. Buna göre muhtemel doğum tarihinin hesaplanması için son adet tarihinin ilk günü tespit edilip bu günün üzerine 280 gün sayılabilir.
Muhtemel doğum tarihini tespit etmek için kullanılabilecek bir diğer yöntem ise son adet tarihinden 3 ay geriye sayılıp ulaşılan tarihe 7 gün ekleme yoludur.
Ortalama olarak dokuz ay on gün süren gebelik sürecinin sonlanmasına ve doğumun gerçekleşmesine az bir süre kaldığını doğum olacağının belirtilerini takip ederek anlamanız mümkündür. En belirgin doğum belirtileri anne adayının bedeninde gözlemlenebileceği gibi aynı zamanda bebeğin hareketlerinde de gerçekleşebilir.
Bebeklerde doğum öncesi belirtileri hareketler ve pozisyonla alakalıdır. Doğum yaklaştığında bebek doğum kanalına yerleşmek üzere aşağı iner. Bu noktada doğum belirtileri kasık ağrısıyla ilişkilendirilebilir. Anne adayının hamilelik süreci boyunca göğüs kafesinde hissettiği baskı azalır ve nefes almada yaşanan zorluk azalır. Hissedilen baskı kasıklara doğru iner. Aynı zamanda bebeğin mesaneye baskı yapacak bir pozisyonda bulunması sebebiyle doğum yaklaştıkça tuvalete çıkma sıklığı da artar. Bununla birlikte görülen bu doğum belirtileri vajinada baskı hissiyatına da sebep olabilir.
Doğum belirtileri adet sancısına benzer karın ve kasık ağrılarıyla da ilişkilendirilebilir. Karın bölgesinde sertleşme gibi başka belirtilerle de birleştirilebilen bu ağrılar, genellikle bebeğin yerleşmesinden kaynaklanır. Doğumun yaklaştığına dair en net veriler arasında yer alan bu doğum belirtileri sırt ağrısıyla da ilişkilendirilebilir.
Anne doğum belirtileri rahim ağzının incelmesiyle ve açılmasıyla da bağlantılıdır. Bebek, doğum için yeterli olgunluğa ulaşmaya başladığında annenin bedeni de kendini doğuma hazırlamaya başlar. Bu bağlamda rahim ağzı incelerek genişleme için uygun hale gelir. Rahim ağzının genişlemesi sonucu oluşan doğum belirtileri vajina ağrısı ve akıntı da dikkat edilmesi gereken belirtiler arasında yer alır.
Dikkat edilmesi gereken en önemli doğum belirtileri akıntıya bağlantılıdır. Rahim ağzının genişlemesiyle birlikte gebelik boyunca rahim içine herhangi bir bakteri girişini engellemeye yardımcı olan kalın mukus tabakası çözülebilir. Bu bağlamda görülen doğum belirtileri beyaz sümüksü akıntıdan farklı olarak daha koyu kıvamlı ve kahverengi şekilde gerçekleşebilir. Bu duruma “nişan gelmesi” adı da verilir. Nişan gelmesi durumu tüm gebelerde görülmeyebilir.
Doğum yaklaştıkça pelvik bölgedeki kasların gevşemesine bağlı olarak ishal durumu da görülebilir. İshal yaşandığında su tüketiminin artırılması ve beslenme düzeninde lifli gıdalara daha çok yer verilmesi önerilir. Bu duruma bağlı olarak doğumun yaklaşmasıyla birlikte bulantı ve kusma da görülebilir.
Doğum belirtileri bebek hareketleri gözlemlenerek de tespit edilebilir. Normal şartlarda doğuma yaklaştıkça bebek hareketlerinin azalması beklenir. Bebeğin çok oynaması doğum belirtileri arasında yer alabilir mi, bunu doktorunuzla tartışmanız gerekir. Bebeğinizin hareketlerinin normalden az ya da fazla olduğunu hissediyorsanız en yakın zamanda doktorunuza danışmanız önerilir.
Doğumun yaklaştığını gösteren belirtileri deneyimlemeye başladıktan kısa süre sonra büyük güne ulaşabilirsiniz. Doğumun yaklaştığını gösteren belirtiler kimi zaman doğum başladığında da görülebilir. Doğum yaklaştıkça yaşanan kasılmalar ve ağrılar doğum başladığında daha hissedilir hale gelir. Eğer yaşadığınız kasılmalar sürekli olarak şiddetleniyorsa bu durum doğumun başladığını gösterebilir. Kasılmalar yaşandığında yaklaşık 30 saniye kadar sürüyorsa ve kasılmaların aralığı 3 ila 5 dakikaya kadar düştüyse bu durum doğumun başladığını gösterir.
Doğumun başladığını gösteren en temel işaretlerden biri de su gelmesidir. Bebek, anne karnında amniyon sıvısı içinde gelişir. Doğum başladığında kese içinde bulunan su bir kanal yardımıyla boşaltılır ve bebeğin doğumu için gerekli olan ortam hazırlanmış olur. Tek seferde çok miktarda su gelmesi, doğumun başladığını gösterir.
Gebelik sürecinin sonuna yaklaşıldığında sık idrara çıkma ve hatta kimi zaman idrar kaçırma durumları gözlemlenebilir. Bu durumlarda söz konusu sıvı idrar mı yoksa amniyon sıvısı mı, buna dikkat edilmesi gerekir. Dolayısıyla su gelmesinin doğum habercisi olduğu gibi aynı zamanda doğumun yaklaştığına dair gözlem altında tutulması gereken bir belirti olduğu da söylenebilir.
Doğuma yaklaşıldıkça anne adaylarının bedenlerindeki değişimleri ve bebeklerinin hareketlerini daha dikkatli şekilde incelemeye başlaması oldukça doğaldır. Ancak bu dikkatli inceleme ve olan biteni anlamlandırma isteği kimi zaman doğum habercisi belirtilerin olağan belirtilerle karıştırılmasına sebep olabilir. Gerçek doğum belirtilerini benzer durumlardan ayırabilmek için doğum belirtileri nasıl anlaşılır dikkat etmek gerekir. Yersiz endişelerin önüne geçmek için doğum belirtileri ne zaman başlar bilmek önemlidir. Doğum belirtileri kaçıncı haftada başlar sorusunun cevabı genellikle 35. hafta şeklinde verilir. Ancak her hamilelik sürecinde bebeğin gelişimi ve annenin bedeninin değişimi farklı ilerler.
Bebek doğum belirtileriyle karıştırılan durumlar arasında en yaygını Braxton Hicks kasılmaları adıyla da bilinen “yalancı doğum ağrıları”dır. Bu ağrılar gebeliğin 24. haftasından itibaren deneyimlenebilir. Hamilelik sürecinin sonuna yaklaşıldıkça yaşanan bu kasılmalar artabilir. Yalancı doğum ağrıları düzensiz şekilde görülür ve anne adayının günlük hayatında büyük bir rahatsızlık oluşturmaz. Bu kasılmalar genellikle ılık bir duştan sonra sakinler.
Genellikle otuz beşinci haftadan itibaren görülmeye başlanan belirtiler, doğumun yaklaştığını gösterir. Bu noktada hastane çantanızı hazırlamaya başlamanız önerilir. Aynı zamanda doğum sırasında ve sonrasında yanınızda olmasını istediğiniz kişileri bilgilendirmek için de doğru zaman gelmiş demektir. Bununla birlikte otuz beşinci haftadan itibaren doğum zamanı, doğum şekli, doğum yapılacak ortam ve doğum sonrası kalınacak olan oda hakkında doktor ve hastane ile görüşmeler yapılması önerilir.
Ortalama olarak 40 hafta doldurulduktan ve doğumun başladığını gösteren belirtiler doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerin yerini aldıktan sonra yapmanız gereken ilk şey sakin olmaktır. Refakatçinizi durumla ilgili bilgilendirdikten sonra hastane çantanızı alarak hastanenize müracaat etmeniz gerekir.
Hamilelik yaklaşık olarak 40 hafta süren bir yolculuktur. Bu sürecin ortalama olarak 35. haftasından itibaren doğumun yaklaştığına dair belirtiler gözlemlenmeye başlayabilir. Kimi zaman yalancı sancılar olarak da bilinen ağrılar, vücutta ağırlık hissi ve pelvik bölgede baskı hissi gibi belirtiler 24. hafta itibariyle de görülebilir.
Hamileliğin sonuna yaklaşıldıkça anne adayları vücutlarında yaşanan değişimleri yakından incelemeye başlar çünkü her bir değişim doğumun yaklaştığına dair önemli bir belirti olabilir. Doğuma yaklaştıkça rahim ağzı incelir ve gevşer. Bu durum akıntı miktarında artışa sebep olabilir. Doğumun yaklaşmasıyla birlikte açılan rahim ağzından koruyucu mukus tabakası kayabilir. Bu durum “nişan gelmesi” olarak da bilinir ve koyu kıvamlı kahverengi bir akıntıdır.
Doğumun yaklaştığına dair en önemli belirti bebeğin doğum kanalına yerleşmesidir. Bebek doğum kanalına yerleştiğinde annenin göğüs kafesindeki baskı azalır, nefes alıp vermesi kolaylaşır. Baskı hissi karnın alt bölgesine ve kasıklara yoğunlaşır. Aynı zamanda bebeğin pozisyonu mesaneyi sıkıştırdığı için sık idrara çıkma isteği duyulur. Bebeğin doğum kanalına girmesi vajinada ağrı ve baskı hissine de sebep olabilir. Aynı zamanda bebek doğum kanalına yerleştiğinde annenin karnı sertleşmeye başlar.
Hamilelik süresinin sonuna yaklaşıldığı zaman anne adayları vücutlarındaki değişimleri incelemeye ve bebeklerinin hareketlerini takip etmeye başlar. Normal şartlarda bebeklerin hareketli olması iyiye işarettir. Doğum yaklaştığında bebeğin hareketlerinin azalması beklenir. Doğum yaklaşırken bebeğinizin hareketlerinde belirgin artış ya da ciddi azalış hissediyorsanız doktora başvurmanız önerilir.