Kabızlık, doğumdan sonra kadınlar için yaygın bir sorundur. Bunun nedeni, hamilelik sırasında ve doğumdan sonra bağırsak hareketlerinin sıklıkla azalmasıdır, bu da daha az sıklıkta bağırsak hareketlerine yol açar. Bu durum doğumdan sonra da devam edebilir veya ilk kez ortaya çıkabilir. Esasen kabızlık, bağırsak hareketleri yavaşladığında ortaya çıkar ve dışkının bağırsaklarda uzun süre kalmasına ve kurumasına neden olur. Sonuç olarak, geçen dışkı normalden daha zor hale gelir. Bu, iyileşme sürecinde olan vücut için önemli bir endişe kaynağıdır.
Doğumdan sonra kabızlık yaşamak hemen hemen her annenin başına gelen bir olaydır. Bu kadar sık gözlenen bu doğum sonrası problemin de birden fazla sebebi vardır. Aşağıda sizler için doğum sonrası kabızlığın farklı sebeplerini sıraladık.
Kabızlık sorunu, bebeklerinin doğumundan itibaren tüm ebeveynler için yaygın bir endişe kaynağıdır. Yeni doğan bebeğinizi eve getirdiğinizde, sık sık uyanma ve beslenme nedeniyle bozulan uyku düzeni de dahil olmak üzere tüm yaşam tarzınız ihtiyaçlarını karşılamak için ayarlanır. Bu uyku eksikliği ve bunun sonucunda ortaya çıkan yorgunluk, bağırsak alışkanlıklarında değişikliklere yol açarak potansiyel olarak kabızlığa neden olabilir. Ayrıca uykusuzluğun neden olduğu stres de bu soruna katkıda bulunabilir.
Yeni bir bebeğin gelişi, hayatınızı hem olumlu hem de olumsuz olarak önemli ölçüde etkileyebilir. Evinize getirdiği mutluluk ve sevgi inkar edilemez olsa da, yeni bir ebeveyn olarak stres ve endişe yaşamak da yaygındır. Bu karmaşık duygular vücudunuzda stres hormonlarının salınmasını tetikleyebilir ve bu da sindirim sisteminizle ilgili sorunlara yol açabilir. Bazı kadınlar ishal yaşayabilirken bazıları bunun sonucunda kabızlık yaşayabilir.
Bebeğinizle ilgilenmek, özellikle beslenme, uyuma ve diğer ihtiyaçlarını karşılama söz konusu olduğunda çok önemlidir. Bununla birlikte, bu yoğun dönemin ortasında kendi kişisel bakımınıza, sağlığınıza ve beslenmenize öncelik vermeniz de aynı derecede önemlidir. Akılda tutulması gereken önemli bir faktör, özellikle emzirirken susuz kalmamaktır. Yeterince sıvı tüketmediğinizde, sindirim sisteminiz üzerinde olumsuz etkileri olabilecek ve kabızlığa neden olabilecek dehidrasyon meydana gelebilir. Bu tür sorunlardan kaçınmak için gün boyunca bol miktarda su ve diğer sıvıları içmek önemlidir. Bununla birlikte, bazen kabızlığa ve diğer sağlık sorunlarına katkıda bulunabileceklerinden, takip ediyor olabileceğiniz doğum sonrası diyetlere dikkat etmeniz de önemlidir.
Doğum yaptıktan sonra dinlenme ve rahatlama isteği doğaldır. Ancak aşırı yatmak sindirim sisteminizi yavaşlatarak olumsuz etkileyebilir. Sağlıklı bağırsak fonksiyonunu desteklemek için, yorulmadan hafif egzersizler yapmanız, yürüyüşler yapmanız ve daha uzun süre ayakta durmanız önerilir. Hareketsizlik ve düşük aktivite doğum sonrası kabızlığın yaygın nedenleri olduğundan, bu özellikle önemlidir.
Doğumdan sonra bazı ağrı kesicilerin alınması kabızlığa neden olabilir. Bu ilaçlar dikişlerden, kas ağrılarından ve baş ağrılarından kaynaklanan rahatsızlıkları hafifletmek için gereklidir, ancak bağırsak hareket sıklığını da azaltabilirler. Antibiyotiklerin tipik olarak ishalle ilişkilendirilmesine rağmen kabızlığa da yol açabileceklerini belirtmekte fayda var.
Vitaminler, doğumdan sonra vücudunuzun beslenme seviyelerine ve enerji seviyelerine destek sağlayabilir. Demir takviyeleri ayrıca doğum sonrası ortaya çıkabilecek herhangi bir anemi sorununu çözebilir ve iyileşmenize yardımcı olabilir. Bununla birlikte, bu takviyelerin kabızlığa yol açabileceğini not etmek önemlidir, bu nedenle sağlıklı bir diyet sürdürmeniz ve sulu kalmanız önerilir.
Doğumdan sonra yaşanan kabızlık sorunu genellikle bir hafta civarlarında geçmektedir. Ancak bu zaman içerisinde kabızlık probleminiz başa çıkabileceğinizden daha büyük bir hale gelmişse oturup öylece beklemenize de gerek yoktur. Kabızlık sorunun kronik bir hal almaması, bir an önce geçmesi ve geçiş sürecini kolaylaştırması için aşağıdaki listemizde bulunan tavsiyelerinizi günlük hayatınızda uygulamaya koyabilirsiniz.
Günde 8 ila 10 bardak su içmek, sağlığı korumak için çok önemlidir. Ek olarak, rutininize ılık bitki çaylarını dahil etmek de faydalı olabilir. Öğünlerinize lif açısından zengin besinler ekleyerek vücudunuzdaki su emilimini artırabilir, bu da bağırsak hareketlerinin daha yumuşak ve daha kolay geçmesini sağlar.
Lif açısından bol miktarda gıda tüketmek, sindirim sisteminizin uyarılmasına yardımcı olabilir. Bu tür yiyecekler arasında tam tahıllar, kuruyemişler, taze meyve ve sebzeler ve kahvaltılık tahıllar bulunur. Bunlar mükemmel lif kaynaklarıdır.
Sindirim sisteminizin etkinliğini artırmak için günlük beslenmenize ara öğünler eklemeniz önerilir. Sonuç olarak, gün boyunca altı küçük öğün tüketmeye çalışmak faydalı olabilir.
Yavaş tempoda yürümek, sindirim sisteminizi yorgunluğa neden olmadan uyarmaya yardımcı olabileceğinden, özellikle sezaryen sonrası iyileşme sürecinde faydalı olabilir. Herhangi bir egzersiz rejimine başlamadan önce sağlık uzmanınızdan tavsiye almanız da önerilir.
Özellikle ilk 10 günlük dönemde, belirli gıda türlerini tüketirken dikkatli olmanız, sindirim sisteminizin düzgün çalışması için çok önemlidir. Bu süre zarfında kaçınılması gereken yiyecekler arasında fast food ürünleri, patates kızartması, işlenmiş atıştırmalıklar, beyaz pirinç ve nişastalı patates bulunur. Bunu yapmayı ihmal etmek, potansiyel olarak sindirim sürecinizde komplikasyonlara ve aksamalara yol açabilir.
Doğumdan sonra demir takviyeleri almanız nedeniyle artan kabızlık yaşıyorsanız, doğal olarak yüksek demir içeren gıdaları diyetinize dahil etmeyi düşünün. Bunlar arasında tavuk, kırmızı et, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve fasulye gibi seçenekler yer alabilir. Demir açısından zengin yiyecekleri düzenli yemeklerinizin bir parçası olarak tüketmeyi seçerek, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu gerekli besinleri almaya devam ederken kabızlık belirtilerinizin şiddetlenmesini önleyebilirsiniz.
Stres ve gerginlik duygularını hafifletmek için sakinleştirici teknikleri günlük rutininize dahil etmek faydalı olabilir. Bu tür tekniklerin örnekleri arasında meditasyon veya diğer gevşeme egzersizleri yapmak, kas gerginliğini azaltmak için ılık duş almak, hafif fiziksel aktiviteye katılmak ve yeterli uykuya öncelik vermek yer alır. Kişisel bakımı bir öncelik haline getirmeyi ve gevşemek ve yeniden şarj olmak için gereken zamanı ayırmayı unutmayın.
Mayasıl ya da basur olarak da bilinen hemoroit, anal kanalın üst kısmında yer alan genişlemiş damar toplarıdır. Bu damar topları anüsten dışarı çıkarak kaşıntıya veya kanamaya neden olabilir ve tipik olarak gebeliğin son üç ayında görülür. Hemoroitlerin birincil nedeni kabızlıktır.
Şiddetli olmayan hemoroitler, kişisel bakım teknikleri ve doktor tarafından reçete edilen ilaçlarla etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Bununla birlikte, altta yatan kabızlık sorununun ele alınması, tam iyileşme için esastır.
Doğumdan sonra hemoroit tedavisi için doğal bir yol arıyorsanız, diyetinize yüksek lifli yiyecekler eklemeyi düşünün. Buna kahvaltı dahil tüm öğünlerinizde dahil edilmesi gereken çiğ sebzeler, meyveler ve zeytinyağı ile yapılan yemekler dahildir. Bununla birlikte, sindirim sisteminiz eklenen liflere uyum sağlayana kadar şişkinlik veya gaz hissi vermemek için bu yiyecekleri kademeli olarak yediğinizden emin olun.
Posa tüketimini artırmanın yanı sıra su alımını artırmanız önerilir. Bu, yalnızca daha fazla posa tüketmenin değil, aynı zamanda genel sağlığı ve refahı desteklemek için yeterli miktarda su tüketilmesini sağlamanın da önemli olduğu anlamına gelir. Posa tüketimi ile birlikte su alımını artırarak, bireyler hem hidrasyonu teşvik ederken hem de uygun vücut fonksiyonlarını sürdürürken faydalarından yararlanabilirler. Artan posa tüketimi çeşitli sağlık yararları sağlayabilirken, bunun uygun hidrasyon pahasına yapılmaması gerektiğini belirtmek önemlidir. Bu nedenle, herhangi bir diyet değişikliği veya ilavesinin yanı sıra su alımına öncelik vermek çok önemlidir.
Doğum sonrası dönem kadınlar için çok önemli ve zorlu bir dönemdir. Kadınların doğumdan sonra ani bir rahatsızlık yaşaması yaygın bir durumdur, bu nedenle 24 saat yakından izlenmelidirler. Kan basıncı düzenli olarak kontrol edilmeli ve kanama olup olmadığı kontrol edilmelidir. Lohusalığın ilk 24 saati lohusalığın erken evresi olarak bilinir, bunu erken ve geç evreler takip eder. Erken dönemler daha büyük riskler taşırken, doğum sonrası hastalıklar bu dönemin herhangi bir noktasında ortaya çıkabilir. Aşağıda sizler için doğum sonrası en sık görülen dört hastalığı sıraladık:
Doğumdan sonra kanama olması normaldir, ancak kanama miktarı normal doğumdan sonra 500 ml'yi veya sezaryen doğumdan sonra 1 litreyi aşarsa potansiyel tehlikeler oluşturabilir.
Amniyotik sıvı embolisi, annenin hayatı için önemli bir risk oluşturan tehdit edici bir durumdur. Bu, bebeğin amniyotik sıvısının annenin kan dolaşımına karışarak akciğerler ve beyin dahil olmak üzere organların damarlarında tıkanmaya yol açmasıyla meydana gelir. Bu durum ölümcüldür ve anne kısa süre içinde ölebilir. Ne yazık ki, önceden teşhis edilmesi ve tedavisi zor olan karmaşık bir hastalıktır. Çağdaş doğumlarda anne ölümlerinin önde gelen nedenidir.
Doğumdan sonraki ilk gün içinde yüksek ateşe neden olan lohusa ateşi, doğum eylemi uzarsa veya zarlar erken yırtılırsa ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Bu faktörler anne için enfeksiyon riskini artırır.
Doğum sonrası duygusal bozukluk, doğumdan sonra kadınların yaklaşık %10'unu etkiler ve ağlama nöbetleri ve huzursuzluk ile kendini gösterir. Tedavi edilmezse, özellikle önceden psikiyatrik sorunları olan kadınlarda depresyona dönüşebilir. Bu nedenle, annelerin bozukluğu etkin bir şekilde yönetebilmeleri için psikiyatrik destek almaları çok önemlidir.
Doğum sonrası kabızlık çoğu kadında yaygındır. Birkaç basit ev tedavisi ile çözülebilir. Bununla birlikte, kabızsanız ve aşağıdaki gibi semptomlarınız varsa doktorunuza başvurmanız önerilir:
Rektumdan aşırı kanama yaşamak, mide veya rektumda şiddetli ağrı ve dışkıda kan veya mukus görmek, tıbbi müdahale gerektiren ilgili semptomlardır. Ek olarak, değişen ishal ve kabızlık nöbetlerinin olması önemli bir sorun olabilir. Doğum yapmış kadınlar vajinal bölgede ağrılı şişlik yaşayabilir ve bu da tıbbi müdahaleyi garanti eder. Yeni annelerin doğumdan sonra kabızlık yaşaması alışılmadık bir durum değildir, ancak genellikle kendi kendine düzelir. Sağlıklı bir diyet yemek ve hafif egzersiz yapmak bu durumu iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ancak kabızlık şiddetliyse ilaç değişiklikleri gerekebilir ve tıbbi gözetim önerilir.
Doğum sonrası muayeneniz yıllık jinekolojik muayeneniz yerine geçer ve smear testi ile rahim ağzı kanseri taramasından geçmenizi sağlar.
Doğumdan sonra kabızlık ortalama bir hafta sürmektedir.
Bebeklerde kabızlık genellikle mevsim değişikliklerinden kaynaklanmaktadır.
Kabızlıktan kurtulmak için demir oranları yüksek ve lifli besinler tüketmeli, bol bol su içmelisiniz.
Sezeryandan genellikle bir hafta sonra kabızlık sorununuz geçecektir.