Bebek doğum kanalı, annenin pelvik bölgesinde yer alır ve doğum sırasında bebeğin geçmesi gereken yol veya geçiş bölgesidir. Doğum kanalı, rahim ağzından başlayarak vajinaya kadar uzanır. Bu kanal, rahim ağzının genişlemesiyle birlikte bebeğin başının, omuzlarının ve vücudunun geçebileceği bir yol oluşturur. Doğum kanalı, yumuşak doku ve kaslardan oluşan vajinal bölge ve pelvisin kemik yapısını içerir. Bebeğin doğum kanalına inmesi ve ilerlemesi, doğum sürecinin bir parçasıdır ve rahim kasılmalarıyla desteklenir. Doğum kanalının genişlemesi ve bebeğin doğum sürecinde ilerlemesiyle, bebeğin doğumunu sağlayacak bir geçit oluşur. Bebeğin doğum kanalına ne zaman gireceği tam olarak belirlenemese de genellikle gebeliğin 36-38. haftaları arasında bu süreç başlar. Ancak bazı durumlarda bebeğin doğum kanalına girişi 40. haftaya kadar uzayabilir. İlk hamileliklerde genellikle bebek doğum kanalına daha erken inerken, ilk gebeliği olmayan kadınlarda ise doğum zamanı gelene kadar bebeğin kanala inmediği gözlemlenir. Bu süreç kişiden kişiye ve hamileliğin ilerleyişine bağlı olarak değişir.
Hamilelik sürecinde gelişen bebek farklı pozisyonlara geçebilir. Bazı bebek pozisyonları diğerlerine göre daha güvenlidir.
Bebeğin anne karnındaki duruşu ve bebeğin pozisyonları, normal doğum olup olmadığını anlamak için bilinmesi ve anlaşılması gereken bir konudur. Çünkü bebeğin rahim içindeki pozisyonu, bebeğin normal doğum olup olmayacağı hakkında bilgi verir. Bebeklerin büyük bir çoğunluğu, rahim içinde baş aşağı pozisyonunda durur. Bebeğin vücudundaki ağırlık merkezi başıdır, bu nedenle baş yer çekiminin etkisiyle anne karnında baş aşağı pozisyona gelir.
Bebek doğum sırasında çeşitli pozisyonlara geçer. Doğumdan önce bebeğin olması gereken en iyi doğum pozisyonu ise anterior pozisyondur. Bu durumda bebeğin başı pelvisin içine doğru bakar ve annenin sırtına dönüktür. Bu pozisyon, bebeğin başının rahim ağzına baskı yapabilmesini sağlar ve doğumun ilerlemesine yardımcı olur.
Doğum sırasında bebeklerin çoğunda, baş kısmı önde olan bir duruş şekli vardır. Ancak bazen bebeğin kafası arka tarafa doğru yönelir. Bu durum, persiste (kalıcı) oksiput posterior olarak adlandırılır ve en sık görülen fetal duruş bozukluğudur. Oksiput posterior pozisyonunda, bebeğin kafası annenin sırtına doğru bakar. Oksiput posterior pozisyonu, doğum sürecini olumsuz etkileyebilir. Bebek, doğum kanalına uygun pozisyonda yerleşemez ve doğum kanalından geçmek için optimal çaplarına sahip olamaz. Bu pozisyonunda, bebeğin kafası ile doğum kanalı arasındaki uyum zorlaşır. Bu nedenle, doğum daha uzun sürer. Bebeğin, doğum kanalı içinde ilerlemesi zaman alır. Eğer bebeğin kafası arkaya doğru çevrilemezse, tam açıklık sağlandıktan sonra doğum için geçen süre de uzar. Bebek, doğum sırasında kafasını arkaya doğru kaldırma hareketini yapamaz. Bazı durumlarda sezaryen gerekliliği ortaya çıkabilir.
Bebeğin bu pozisyonu, doğum öncesinde ultrason muayenesinde nadiren de olsa tespit edilebilir.
Makat pozisyonu, annenin pelvisindeki bebeğin baş yerine popo tarafıyla aşağı yönlendiği bir durumdur. Farklı makat pozisyonları vardır.
Frank Makat: Bu durumda, bebek bacakları bedeninin önünde dik olarak uzanır ve ayaklar yüze yakındır.
Komple makat: Bu pozisyonda, bebek bacakları vücudunun önüne doğru geçtiği için ayaklar kalçalara yakındır.
Ayak makatı: Bu pozisyonda, bebek bir ya da her iki ayağı aşağıya doğru asılı durur. Eğer kadın normal doğum yaparsa, önce bir ya da her iki ayak çıkar.
Bebeğin dünyaya gelebilmek için ilerlediği rahim bölümüne doğum kanalı adı verilir. Bebeğin tam olarak doğum kanalına ineceği zamanı tahmin etmek zordur. Ancak genellikle gebeliğin 36 ila 38 haftaları arasında rahmin kasları, yani myometrium, doğum için hazırlık yapar ve bu dönemde bebeğin doğum kanalına doğru ilerlemesi başlar.
Bebek doğum kanalına inişini tamamlandıktan sonra, genellikle 2 ila 4 hafta içerisinde doğum süreci başlar. İlk doğumdan sonraki gebeliklerde ise bebeğin kanala girişi ve doğum arasındaki süre daha kısa olabilir.
Bebek, doğum kanalına geçmek için hareket ederek vücut pozisyonunu değiştirir. Gebelik ilerledikçe, rahim kasılmaları bebeğin aşağıya doğru itilmesine yardımcı olur. Bebeğin başı genellikle yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru hareket eder ve rahim ağzıyla pelvik tabanı geçer. Bebek, rahim içindeki sınırlı alan nedeniyle pozisyonunu değiştirir ve en uygun pozisyonunu bulmak için döner. Bu süreçte bebeğin başı, pelvisin içine doğru yönlendirilir ve doğum kanalına yerleşir. Doğum kanalına giriş süreci, bebeğin vücut yapısı, rahim kasılmalarının gücü ve anne vücudunun anatomik özellikleri gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir.
Doğumun başlaması, bebeğin rahimden çıkıp doğum kanalına inmesine bağlıdır. Doğum, bebek doğum kanalına girene kadar gerçekleşemez.
Angajman, bebeğin kafasının doğum kanalına girmesidir ve genellikle bağlanma olarak adlandırılır. Bu, doğum sürecinin başladığını gösterir. Bağlanma sırasında bebeğin kafa kemikleri ortada birleşir. Bundan sonra bebeğin doğum kanalındaki hareketi -3 ile +3 arasında değişen sayılarla ölçülür. Bebek doğmaya yaklaştıkça sayılar artarak vajinal bölgeye doğru ilerlediğini gösterir.
Dikkat! Mevcut durum, +2 aşamasındaki bir bebeğin doğumunun yakın olduğunu ve sadece sınırlı bir süre kaldığını göstermektedir.
Hamileliğin 36. haftasında bebek doğum kanalına doğru hareket etmeye başlar. Bazı hamile anneler bu durumun farkında olmayabilirken, bazıları da bebeğin aşağı indiğini gösteren bazı belirtileri fark edebilir. Peki bebeğin doğum kanalına girip girmediğini belirlememize yardımcı olabilecek bu göstergeler nelerdir?
Bebek doğum kanalında aşağı doğru hareket ederken anne karnının üst kısmı boş hissedilebilir. Bu iniş aynı zamanda akciğerlerdeki basıncın düşmesine neden olarak daha kolay nefes almayı sağlar. Ek olarak, vajinal akıntıda bir artış fark edilebilirken, önceki mide ekşimesi semptomları muhtemelen azalacaktır. Rahim aşağı doğru hareket ettikçe göbek deliği ile rahim arasındaki mesafe azalır ve göbek deliğinin aşağı doğru hareket etmesine neden olur.
Mesane daha fazla basınç yaşayabilir ve bu da daha sık idrara çıkma dürtüsüne yol açar. Doğumu andıran kasılmalar daha yaygın hale gelebilir. Bebeğinizin karnınızdaki hareketleri daha az aktif hale gelebilir ve azalabilir.
Hamilelik sırasında bebeğin doğum kanalına doğru yolculuğunun engellendiği ve anne adaylarını endişelendirdiği durumlar vardır. Bebeğin doğum kanalına inmesini teşvik etmek için olası çözümler hakkında bilgi alabilirler.
Hamileliğin son aylarında, vücudunuzun ve kaslarınızın gevşemesine yardımcı olabilecek, bebeğinizin aşağı inmesini kolaylaştırabilecek hareketler yapmanız önemlidir. Böyle bir hareket, dizleriniz tamamen açık olarak oturmak veya serviks üzerindeki baskıyı artırabilen sarkık bir mide ile ayakta durmaktır. Ek olarak, diğer uygun işlemler için doktorunuza danışın. Her gün birkaç saat düzenli, yorucu olmayan yürüyüşler de bebeğin inişine yardımcı olabilir. Günlük 1-2 saatlik bir yürüyüş için zaman ayırdığınızdan emin olun. Hamilelik sırasında cinsel hayata devam etmek, rahim ağzını genişletebileceği ve bebeğin doğum kanalına girmesini kolaylaştırabileceği için doğum sürecine de yardımcı olabilir.
Bebek doğum kanalına indikçe, karın bölgesinde bir boşluk hissi ortaya çıkabilir. Bu aşağı yönlü hareketle birlikte, akciğerlerdeki basınç azalır ve nefes alma verme süreci daha kolay hale gelir. Vajinal akıntı miktarında artış gözlenebilir. Mide yanması şikayetinde azalma meydana gelebilir. Mesane üzerindeki baskı artar ve sık idrara çıkma isteği oluşabilir. Yalancı doğum kasılmaları sıklığı artabilir. Bebeğin hareketleri yavaşlar ve azalır. Annenin göbek deliği ile rahim arasındaki mesafe kısalarak göbek deliği aşağı yönde hareket eder.
Bebek doğum kanalına girdikten sonra gerçekleşecek doğumun tarihi değişebilir ve kesin bir zaman dilimi vermek mümkün değildir. Genellikle bebeğin doğum kanalına inişiyle doğum arasında 2 ila 4 hafta olur. Bu süre içinde anne vücudu doğum için hazırlık yapar, rahim kasılmaları artar ve doğum başlar. Ancak her hamilelik farklıdır ve her annede doğum süreci farklı şekilde ilerleyebilir. Doğum süreci, anne bebek durumuna, gebeliğin haftasına, doğumun doğal olup olmadığına, tıbbi müdahalelere ve diğer faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, tam doğum sürecinin ne zaman başlayacağı konusunda net bir zaman çerçevesi vermek zordur ve doktor tarafından takip edilmesi önemlidir.
Evet, bebeğin doğum kanalına girmesi genellikle anne tarafından hissedilebilir. Bebeğin aşağıya doğru inmesiyle birlikte, anne karnında bir boşluk hissi, daha düşük bir ağırlık ve baskı hissi ortaya çıkabilir. Bu durumda, karnın üst kısmında daha fazla hareket alanı olur ve nefes alıp verme daha kolay hale gelir. Ayrıca, bebeğin başının pelvis içine yerleşmesiyle birlikte idrar sıklığı artabilir ve pelvis bölgesinde bir basınç hissi oluşabilir. Bunlar genellikle bebeğin doğum kanalına inmesiyle ilişkili olan belirtilerdir. Ancak her kadın farklıdır ve bazıları bu değişiklikleri daha belirgin şekilde hissederken, diğerleri bunları daha az fark edebilir. Hamilelik sürecindeki herhangi bir endişe veya belirti hakkında doktorunuza danışmanız önemlidir.
Bebeğin doğum kanalına inmesi, her hamilelikte farklı zamanlarda gerçekleşebilir. Genellikle bebek, doğumdan önceki haftalarda aşağıya inmeye başlar. Bu süreç, gebeliğin son dönemlerinde, genellikle 36-40. haftalar arasında gerçekleşebilir. Ancak, bazı bebekler doğum kanalına daha erken inebilirken, bazıları da doğum anına kadar daha yüksek pozisyonda kalabilir. Bebeğin aşağı inmesi, anne vücudunun doğum için hazırlık yaptığının bir işaretidir. Bu süreci etkileyen faktörler arasında bebeğin büyüklüğü, rahmin şekli ve yapısı, annenin pelvis yapısı ve daha önceki doğum deneyimleri yer alabilir. Her hamilelik farklı olduğundan, bebeğin doğum kanalına inmesi için net bir zaman çizelgesi vermek zordur. Doktorunuz, gebelik sürecinizin ilerleyişini izleyerek ve muayeneler yaparak bebeğin pozisyonunu değerlendirebilir ve doğuma yaklaşırken ne zaman aşağı inmesi gerektiğini belirleyebilir.