Eğer iki erkek çocuğunuz olacaksa, en yakın arkadaşınızla beraber doğum yapacak ve erkek çocuklarınızın isimlerinin uyumlu olmasını istiyorsanız veya çocuğunuza kardeş geliyorsa ve uyumlu bir isim arıyorsanız aşağıda en güzel ikili kız bebek isimlerini bulabilirsiniz.
Abdullah-Tuğrul
Abdullah: Tanrı’nın kulu.
Tuğrul: Yırtıcı bir kuş.
Ahmet-Ayaz
Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Acar-Alp
Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.
Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
Ali-Görkem
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
Ali-Emre
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Anıl-Gökhan
Anıl: 1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Bellek, hafıza. 4. “Adın her zaman anılsın” anlamında kullanılan bir ad.
Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.
Akif-Eren
Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Arif-Arda
Arif: Çok anlayışlı ve sezgili kimse.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Ata-Meriç
Ata: 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri.3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri.
Meriç: Kuş iskeleti.
Adnan-Bora
Adnan: Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim.
Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
Alpaslan-Yiğit
Alparslan: 1. Yiğit, cesur, yürekli kimse.2. Büyük Selçuklu hükümdarı.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Asaf-Ömer
Asaf: 1. Vezir. 2. Hazreti Süleyman’ın veziri.
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Atilla-Cenk
Atilla: 1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı.
Cenk: Savaş.
Aziz-Kürşat
Aziz: 1. Ermiş, eren. 2. Sevgide üstün tutulan.
Kürşat: 1. Yiğit, alp.2. Göktürk prenslerinden birinin adı.
Aras-Sadi
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Sadi: Mutlu, uğurlu.
Berat-Emre
Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Berk-Ege
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip
Bartu-Can
Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Baran-Arda
Baran: 1. Varan, ulaşan.2. Yüce, ulu.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Barış-Enes
Barış: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
Enes: Soylu Arap atı, küheylan.
Barın-Akın
Barın: 1. Bütün, hep. 2. Güç, kuvvet. 3. Göğüs.
Akın: 1. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın. 2. Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
Batuhan-Ozan
Batuhan: Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Burak-Kaan
Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Berke-Selim
Berke: Kamçı.
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
Berkin-Efe
Berkin: Sağlam, güçlü, kuvvetli.
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Can-Deniz
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Cafer-Emin
Cafer: 1. Küçük akarsu. 2. Caferî mezhebinin kurucusu. 3. Hz. Ali'nin Mute Savaşı´nda ölen kardeşinin adı.
Emin: 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Kuşkusu olmayan.
Caner-Eren
Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Cem-Erim
Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı bulan. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.
Erim: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. İyi bir şeye işaret olan durum. 3. Sevgi. 4. Müjde.
Celal-Nadi
Celal: Yücelik, ululuk, değer.
Nadi: 1. Haykıran, çağıran. 2. Meclis, toplantı.
Cemal-Emre
Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Ceyhun-Uluç
Ceyhun: Tevrat'a göre cennetin dört nehrinden biri.
Uluç: Yüce, saygın kimse.
Cezmi-İnal
Cezmi: Kesin karar veren, kararlı kimse.
İnal: Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
Cihan-Mert
Cihan: 1. Evren, âlem. 2. Dünya.
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Cihat-Sami
Cihat: Din uğrunda düşmanla savaşma.
Sami: Yüksek, yüce.
Çağan-Alp
Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
Çağatay-Mert
Çağatay: 1. Yavru at, tay.2. Cengiz Hanın oğlu.
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Çağrı-Anıl
Çağrı: 1. Birini çağırma, davet. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Rütbe, unvan, san.
Anıl: 1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Bellek, hafıza. 4. “Adın her zaman anılsın” anlamında kullanılan bir ad.
Çağın-Aras
Çağın: Yıldırım, şimşek.
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Çağlar-Ata
Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.
Ata: 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri.3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri.
Çağdaş-Berk
Çağdaş: 1. Aynı çağda yaşayan. 2. Bulunulan çağın koşullarına uygun olan. 3. Yaşıt.
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Çelik-Erdem
Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.
Çetin-İlker
Çetin: 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
İlker: İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
Çınar-Efe
Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Çıray-Yalın
Çıray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
Yalın: 1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.
Demir-Sarp
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden.2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Sarp: 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
Deniz-Baran
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Baran: 1. Varan, ulaşan.2. Yüce, ulu.
Derin-Berke
Derin: 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
Berke: Kamçı.
Devrim-Yiğit
Devrim: Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Doğan-Ali
Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen.2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Doğu-Rüzgar
Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.
Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
Doğuş-Yekta
Doğuş: 1. Doğum, doğma. 2. Bir gök cisminin gözlem yerinin ufuk düzlemi üzerinde görünmesi.
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.
Doruk-Ege
Doruk: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip
Dursun-Sami
Dursun: "Çok yaşasın, uzun ömürlü olsun" anlamında kullanılan bir ad.
Sami: Yüksek, yüce.
Dündar-Arda
Dündar: 1. Dindar 2. T. Eski ordu düzeninde artçı birlik.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Ediz-Ömer
Ediz: Ulu, yüce, değerli kimse.
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Efe-Yiğit
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Ege-Aras
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Ekrem-Demir
Ekrem: 1. Çok cömert, eli çok açık. 2. Çok onurlu.
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden.2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Emin-Taha
Emin: 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Kuşkusu olmayan.
Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.
Emir-Hakan
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan.2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
Ensar-Burak
Ensar: Yardımcılar, koruyucular.
Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Erdinç-Sefa
Erdinç: Dinç, güçlü kimse.
Sefa: 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe.
Erinç-Çağın
Erinç: Dirlik, rahat, huzur.
Çağın: Yıldırım, şimşek.
Eymen-Buğra
Eymen: 1. Daha uğurlu, daha bereketli.2. Sağ tarafta olan.
Buğra: Erkek deve.
Fahir-İnan
Fahir: 1. Şanlı, şerefli, onurlu. 2. Övünen, iftihar eden. 3. Parlak, gösterişli, güzel.
İnan: Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
Faik-Kemal
Faik: Manevi yönden üstün olan, yüksek, yüce.
Kemal: 1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.2. En yüksek değer.
Faris-Selim
Faris: 1. Atlı, süvari. 2. İyi ata binen. 3. Anlayışlı, sevgili.
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
Fatih-Burak
Fatih: 1. Fetheden, zafer kazanan. 2. Açan, kapılar açan. 3. Osmanlı Padişahı II. Mehmet'in lakabı.
Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Fehmi-Karan
Fehmi: Anlayış, kavrayışla ilgili olan.
Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
Ferhat-Arda
Ferhat: 1. Güçlüğü yenip bir yeri ele geçiren. 2. Sevinç, neşe.3. Ferhat ile Şirin efsanesindeki erkek kahramanın adı.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Ferit-Tarık
Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.
Tarık: Sabah yıldızı, Venüs.
Fevzi-Zafer
Fevzi: Kurtuluş, zafer ve üstünlükle ilgili olan.
Zafer: 1. Amaca ulaşma, başarı. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.
Fırat-Tuna
Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye’nin doğu bölgelerini sulayan, Irak’ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük nehir.
Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Fikret-Tekin
Fikret: 1. Düşünce, fikir. 2. Zihin, akıl. 3. Kuruntu.
Tekin: 1. Tek, eşsiz. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu.
Furkan-Ali
Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Gökay-Deniz
Gökay: Mavi gözlü kimse.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Göker-Berk
Göker: Mavi gözlü kimse.
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Gökhan-Emre
Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Gökmen-Melih
Gökmen: Sarışın, mavi gözlü kimse.
Melih: Güzel, şirin, sevimli.
Görkem-Mete
Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
Mete: Büyük Türk-Hun İmparatoru.
Güçlü-Yiğit
Güçlü: 1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Güney-Umut
Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey Kutbu'na karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Güral-Alp
Güral: Fazlaca kırmızı olan.
Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
Gürkan-Kağan
Gürkan: Canlı, kanlı kimse.
Kağan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Güven-Ayaz
Güven: Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, sevinç, mutluluk.
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Hakan-Ozan
Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan. 2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Haldun-Doğu
Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.
Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.
Halil-Ahmet
Halil: Sadık, samimi, dost.
Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.
Halit-Talha
Halit: Sürekli, sonsuz, ebedî.
Talha: Zamk ağacı.
Harun-Utku
Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa'nın ağabeyi.
Utku: Üstünlük, zafer.
Hasan-Tahsin
Hasan: 1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş.
Tahsin: 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.
Hilmi-Can
Hilmi: Yumuşak huylu, nazik, ince kimse.
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Hikmet-Metin
Hikmet: 1. Bilgelik. 2. Neden, gizli neden. 3. Allah’ın insanlarca anlaşılamayan amacı. 4. Özlü söz, vecize.
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
Hulusi-Sinan
Hulusi: 1. Saf halis, içi temiz. 2. İçten, candan.
Sinan: Mızrak, süngü.
Hüseyin-Miraç
Hüseyin: Küçük sevgili.
Miraç: 1. Yükselme, çıkma. 2. Hz. Muhammet'in göğe yükselmesi.
Ilgar-Bora
İbrahim-Azer
İbrahim: İnananların, halkların babası.
Azer: 1. Ateş. 2. Hz. İbrahim’in babasının adı.
İdris-Ömer
İdris: 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen, ilk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı.
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
İhsan-Baki
İhsan: 1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, bağışlama. 3. Bağışlanan şey.
Baki: 1. Sürekli.2. Bir şeyden artan miktar. 3. Öteki.
İlhan-Kağan
İlhan: 1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.
Kağan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
İlter-Reha
İlter: Yurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.
Reha: 1. Kurtulma, kurtuluş. 2. Ar. Bolluk, genişlik, varlık.
İlyas-Yavuz
İlyas: 1. Kutsal kitaplarda adı geçen, yağmurlara hükmeden İsrail Peygamberi. 2. Mersin ağacı.
Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
İnal-Selim
İnal: Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
İnanç-Çağan
İnanç: 1. Bir düşünceye gönülden bağlılık. 2. Allah’a, bir dine inanma, iman. 3. Güven ve inanma duygusu.
Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
İsmail-Yücel
İsmail: 1. Tanrı'yı işiten. 2. Kutsal kitaplarda adı geçen, İbrahim Peygamberin oğlu olan İbrani peygamberi.
Yücel: "Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle" anlamında kullanılan br ad.
İsmet-Enes
İsmet: 1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan çekinme, namus.
Enes: Soylu Arap atı, küheylan.
K HARFİ ile Başlayan İkili Erkek Bebek İsimleri
Kaan-Arman
Kaan: Kağan. 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Arman: 1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Özlem.
Kadir-Asil
Kadir: 1. Kuvvetli, güçlü, kudret sahibi. 2. Değer, onur, kıymet, şeref.3. Allah’ın adlarındandır.
Asil: Soylu.
Karan-Arda
Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Kayra-Arın
Kayra: Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.
Arın: 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.
Kemal-Erdem
Kemal: 1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik. 2. En yüksek değer.
Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.
Kenan-Ensar
Kenan: 1. Vaat edilmiş ülke.2. Cennet.3. Hazreti Yakup'un ülkesi, Filistin.
Ensar: Yardımcılar, koruyucular.
Kerem-Berke
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Berke: Kamçı.
Kıvanç-Ata
Kıvanç: Övünç, iftihar
Ata: 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri. 3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri. Arapça: Bağış, ihsan.
Korhan-Demir
Korhan: Ateşli, canlı, güçlü hükümdar.
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Kutay-Utku
Kutay: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
Utku: Üstünlük, zafer.
Kuzey-Yalım
Kuzey: 1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı. 2. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.
Yalım: 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, uçurum. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, derece. 8. Çalım, gurur; onur.
Laçin-Batu
Laçin: 1. Yiğit adam. 2. Kartal. 3. Şahin. 4. Atmaca.
Batu: Üstün gelen, gücü yeten, galip.
Lami-Deniz
Lami: Parıldayan, parlak, parıltılı.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Latif-Emir
Latif: 1. Hoş, narin, şirin. 2. Yumuşak, nazik. 3. Tanrı adlarındandır.
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Lemi-Berkin
Lemi: Parlak, parlayış.
Berkin: Sağlam, güçlü, kuvvetli.
Levent-Talay
Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse. 2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
Talay: 1. Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.
Levin-Emir
Levin: Renk, boya
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Ledün-Yasin
Ledün: Tanrı huzuru, Tanrı katı.
Yasin: Kur'an surelerinden biri.
Lider-Zafer
Lider: Önder, şef.
Zafer: 1. Amaca ulaşma, başarı. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.
Lütfi-Ümit
Lütfi: 1. İyilik ve güzellikle ilgili. 2. İhsan, bağışla ilgili.
Ümit: Umut.
Lütfullah-Ünsan
Lütfullah: Çok övülmüş, methedilmiş.
Ünsan: Adını duyuran, ünlü.
Mahir-Yavuz
Mahir: Hünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse.
Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
Mahmut-Toygar
Mahmut: Övülmüş, övülmeye değer.
Toygar: Turgay.
Mazhar-Arif
Mazhar: Bir şeyin ortaya çıktığı, göründüğü yer veya kimse. Bir iyiliğe erişmiş, erişen (kimse).
Arif: Çok anlayışlı ve sezgili kimse.
Mehmet-Burak
Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından biri.
Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Merih-Göker
Merih: 1. Ateş rengi. 2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri.
Göker: Çok yiğit
Mert-Selim
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
Mete-Teoman
Mete: Büyük Türk-Hun İmparatoru.
Teoman: Hun İmparatoru Mete´nin babası.
Metin-Umut
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Muammer-Asım
Muammer: Ömür süren, yaşayan, yaşamış.
Asım: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
Muhammet-Furkan
Muhammet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in adlarından biri.
Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.
Murat-Atakan
Murat: 1. İstek, dilek, arzu. 2. Amaç.
Atakan: Hükümdar olan ata.
Mustafa-Tuğra
Mustafa: 1. Seçilmiş, seçkin. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından.
Tuğra: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret.
Mümin-Nebi
Mümin: 1. Tanımış, iman etmiş. 2. İslam dinine inanmış, Müslüman.
Nebi: 1. Haberci. 2. Peygamber.
Nadi Çınar
Nadi: 1. Haykıran, çağıran. 2. Meclis, toplantı.
Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.
Nahit-Çıray
Nahit: 1. Zühre, Venüs gezegeni. 2. Ar. Ergenliğe erişmiş
Çıray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
Namık-Ozan
Namık: Yazıcı, yazar, kâtip.
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Nasuh-Yusuf
Nasuh: 1. Öğütçü, öğüt veren. 2. Temiz, saf.
Yusuf: 1. İnleyen, ah eden. 2. İnilti.
Nazmi-Efe
Nazmi: 1. Nazımla, sözle, şiirle ilgili. 2. Sıralı, tertipli.
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Necdet-Yiğit
Necdet: Kahramanlık, yiğitlik, kuvvetli ve gözü pek olma.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Nedim-Çağrı
Nedim: 1. Sohbet arkadaşı. 2. Güzel öykü anlatan, tatlı konuşan.
Çağrı: 1. Birini çağırma, davet. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Rütbe, unvan, san.
Nihat-Ata
Nihat: Doğa, huy, yaradılış.
Ata: Türkçe: 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri. 3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri. Arapça: Bağış, ihsan.
Noyan-Oytun
Noyan: 1. Başkomutan. 2. Bey.
Oytun: 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
Nuri-Arel
Nuri: Işıklı, aydınlık.
Arel: Temiz, dürüst kimse.
Oflaz-Talay
Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.
Talay: 1. Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.
Oğuz-Poyraz
Oğuz: 1. Sağlam, gürbüz, güçlü delikanlı. 2. Temiz kalpli dost, iyi arkadaş. 3. Kır adamı, köylü. 4. Saf, deneyimsiz kimse. 5. Türklerin en büyük boylarından birinin ve bu boydan olan kimselerin adı.
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Okan-Baran
Okan: Anlayışlı.
Baran: Yağmur.
Oktay-Acar
Oktay: Ok gibi güçlü olan eşsiz kimse.
Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.
Onat-Toprak
Onat: 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay.5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Ongun-Polat
Ongun: 1. Eksiksiz, tam. 2. Verimli, bol. 3. Kutlu, uğurlu, beğenilen kimse. 4. Kurtulmuş, onmuş. 5. Gelişmiş, gürbüz. 6. Bayındır.
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Onur-Sarp
Onur: 1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref.
Sarp: Çetin, sert, şiddetli.
Orçun-Ege
Orçun: Ardıllar, halefler.
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Osman-Seyit
Osman: 1. Bir tür kuş veya ejderha.2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.
Seyit: 1. Bir topluluğun ileri gelen kişisi. 2. Hz. Muhammed´in soyundan olan kimse.
Oytun-Tuna
Oytun: 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Ozan-Pamir
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşkil eden sıra dağların adı.
Ömer-Faruk
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Faruk: 1. Haklıyı haksızdan ayıran, adaletli. 2. Keskin. 3. Hz. Ömer’in lakabı.
Ömür-Yağız
Ömür: Yaşama, yaşayış, hayat.
Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
Önder-Görkem
Önder: 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.
Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
Öner-Deren
Öner: Önde gelen, başta gelen kimse.
Deren: Derleyen, toplayan.
Özcan-Sarper
Özcan: Gerçekten dost olan kimse.
Sarper: Sert, güçlü erkek.
Özer-Erin
Özer: Yiğit, doğru kimse
Erin: Erginleşmiş kimse.
Özdemir-Uraz
Özdemir: Özü demir gibi güçlü olan kimse.
Uraz: Talih, şans.
Özgür-Cihan
Özgür: 1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.
Cihan: 1. Evren, âlem. 2. Dünya.
Özkan-Kaan
Özkan: Temiz ve asil soydan gelen kimse.
Kaan: Kağan. 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Öztan-Tamay
Öztan: Gerçek aydınlık.
Tamay: Ayın bütün durumu, dolunay.
Paker-Ekin
Paker: Temiz, dürüst, iyi kimse.
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Pamir-Aral
Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşkil eden sıra dağların adı.
Aral: 1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.
Pars-Yalım
Pars: Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter.
Yalım: 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, uçurum. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, derece. 8. Çalım, gurur; onur.
Pekcan-Eren
Pekcan: 1. Sağlam, dayanıklı, güçlü. 2. Acılara ve sıkıntılara karşı dayanıklı.
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Peker -Erinç
Peker: 1. Sert+er, sert erkek. 2. Güçlü kimse. 3. Gözüpek, cesur yapılı.
Erinç: Dirlik, rahat, huzur.
Pertev-Emre
Pertev: Işık, parlaklık.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Peyami-İnal
Peyami: 1. Çok içten ve doğru kimse. 2. Bilgi Veren, Toplayan. 3. Haberi olan, bilgili. 4. Haberle, bilgi ile ilgili. 5. Haber veren.
İnal: Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
Polat-Güçlü
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Güçlü: 1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.
Poyraz-Ozan
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Sabri-Şahan
Sabri: Sabırlı, sabreden.
Şahan: Şahin
Sadullah-Osman
Sadullah: Tanrının kutlu, talihli kıldığı kimse.
Osman: 1. Bir tür kuş veya ejderha.2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.
Salih-Yunus
Salih: 1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır. 2. Yetkisi, hakkı olan. 3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
Yunus: Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan etçil memeli hayvan.
Samet-Yekta
Samet: 1. Çok yüksek, ulu. 2. Kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamında Tanrı adı.
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.
Sarp-Kutay
Sarp: Çetin, sert, şiddetli.
Kutay: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
Seçkin-Demir
Seçkin: Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Selim-Ali
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Serhan-Barlas
Serhan: Baş kağan, baş hükümdar.
Barlas: Kahraman, savaşçı.
Sezgin-Giray
Sezgin: Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Giray: Eskiden Kırım hanlarının ve han ailesinden olan prenslerin kullandığı san.
Sinan-Nedim
Sinan: Mızrak, süngü.
Nedim: 1. Sohbet arkadaşı. 2. Güzel öykü anlatan, tatlı konuşan.
Süleyman-Halim
Süleyman: 1. Huzur, sükûn.2. Kur’an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden biri.
Halim: 1. Yumuşak huylu, sert olmayan. 2. Allah’ın adlarındandır.
Şahin-Aras
Şahin: Oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş.
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Şafak-Aktan
Şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.
Aktan: Parlak, aydınlık sabah.
Şakir-Kerim
Şakir: Şükreden, durumundan memnun olan kimse.
Kerim: 1. Cömert, eli açık. 2. Ulu, büyük.
Şanal-Kartal
Şanal: "Adın duyulsun, ünlü, şanlı bir insan ol” anlamında kullanılan bir ad.
Kartal: Kartalgillerden, çok güçlü, iri, yırtıcı kuş.
Şemsi-Kerem
Şemsi: Güneşle ilgili, güneşe özgü.
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Şenkal-Yalın
Şenkal: "Her zaman neşeli kal" anlamında kullanılan bir ad.
Yalın: 1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.
Şenol-Oytun
Şenol: "Her zaman neşeli mutlu ol" anlamında kullanılan bir ad.
Oytun: 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
Şeref-Kürşat
Şeref: Büyüklük, ululuk, üstünlük.
Kürşat: 1. Yiğit, alp.2. Göktürk prenslerinden birinin adı.
Şevket-Mert
Şevket: Büyüklük, heybet.
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Şinasi-Berkay
Şinasi: Tanımaya, anlamaya özgü, tanımak, bilmekle ilgili.
Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.
Taha-Akif
Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.
Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.
Tolga-Arın
Tolga: Miğfer.
Arın: 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.
Talay-Deniz
Talay: 1. Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Talha-Akın
Talha: Zamk ağacı.
Akın: 1. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın. 2. Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
Talu-Doruk
Talu: 1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası.
Doruk: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.
Tamay-Ayaz
Tamay: Ayın bütün durumu, dolunay.
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Toprak-Ateş
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Ateş: 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık.2. Coşkunluk.
Toygar-Arman
Toygar: Turgay. Boz renkli, küçük, ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe.
Arman: 1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Özlem.
Tuna-Eren
Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Tunay-Yalım
Tunay: 1. Sessiz, sakin. 2. Gece görünen aydınlık.
Yalım: 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, uçurum. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, derece. 8. Çalım, gurur; onur.
Ufuk-Fırat
Ufuk: 1. Düz arazide veya açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer. 2. Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü. 3. Çevre, dolay.
Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye’nin doğu bölgelerini sulayan, Irak’ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük nehir.
Uğur-Soner
Uğur: 1. Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı.2. Bu nitelikte olduğuna inanılan şey.3. İyilik, şans, talih, baht. 4. Fırsat, tesadüf.
Soner: Son doğan erkek çocuk.
Ulaş-Aras
Ulaş: Amacına ermiş, isteğine kavuşmuş kimse.
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Uluç-Cem
Uluç: Yüce, saygın kimse.
Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı bulan. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.
Umur-Bartu
Umur: Görgü, bilgi, deneyim.
Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.
Umut-Arda
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Uras-Poyraz
Uras: Talih, şans.
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Utku-Cenk
Utku: Üstünlük, zafer.
Cenk: Savaş.
Uygar-Güney
Uygar: Kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan, medeni kimse.
Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey Kutbu'na karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.
Uzay-Noyan
Uzay: Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk.
Noyan: 1. Başkomutan. 2. Bey.
Ülfer-Ferit
Ülfer: Büyük su, ırmak.
Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.
Ülgener-Ege
Ülgener: Yüce, ulu kimse.
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Ümit-Göktan
Ümit: Umut.
Göktan: Şafak vakti.
Ünal-İlhan
Ünal: "Adın duyulsun, tanın, ün kazan" anlamında kullanılan bir ad.
İlhan: 1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.
Ünalp-Can
Ünalp: Tanınmış, ünlü yiğit.
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Ünsal-Saner
Ünsal: "Adın duyulsun, ünlen" anlamında kullanılan bir ad.
Saner: Ünlü, tanınmış kimse.
Ünver-Ömür
Ünver: "Ünlen, tanınmış bir insan ol" anlamında kullanılan bir ad.
Ömür: Yaşama, yaşayış, hayat.
Üstün-Gürkan
Üstün: 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. 3. Sayıca çok, fazla.
Gürkan: Canlı, kanlı kimse
Üzeyir-Furkan
Üzeyir: Kutsal kitaplarda geçen bir ad.
Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.
Vahap-Hasan
Vahap: Bağışlayan, ihsan eden.
Hasan: 1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş.
Varol-Olgun
Varol: "Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun" anlamında kullanılan bir ad.
Olgun: Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan.
Vecdi-İlter
Vecdi: Coşkunlukla ilgili, coşkunlukla oluşan.
İlter: Yurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.
Vedat-Taha
Vedat: Sevgi, dostluk.
Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı
Vefa-Kerem
Vefa: 1. Sözünde durma, dostluğu sürdürme. 2. Sevgi bağlılığı.
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Vefik-Efe
Vefik: Arkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan.
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Veli-Ege
Veli: 1. Sahip. 2. Ermiş, eren. 3. Bir çocuğun her türlü durumundan sorumlu olan kimse.
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Vesim-Sami
Vesim: Güzel yüzlü.
Sami: Yüksek, yüce.
Volkan-Okay
Volkan: Yanardağ.
Okay: 1. Satürn gezegeni. 2. Beğenme.
Vural-Korhan
Vural: "Vur ve al" anlamında kullanılan bir ad.
Korhan: Ateşli, canlı, güçlü hükümdar.
Yağız-Alp
Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
Yalın-Asil
Yalın: 1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.
Asil: Soylu.
Yasin-Akif
Yasin: Kur'an surelerinden biri.
Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.
Yaşar-Yekta
Yaşar: 1. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir ad.2. Yaşında.
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.
Yavuz-Emre
Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Yıldırım-Barkın
Yıldırım: 1. Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması. 2. Çok hızlı, canlı.
Barkın: 1. Yolculuk eden, yolcu, gezgin.2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.
Yılmaz-Asım
Yılmaz: Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.
Asım: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
Yiğit-Berkant
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Berkant: Güçlü, bozulmaz yemin.
Yusuf-Mustafa
Yusuf: 1. İnleyen, ah eden. 2. İnilti.
Mustafa: 1. Seçilmiş, seçkin. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından.
Yunus-Kağan
Yunus: Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan etçil memeli hayvan.
Kağan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Yücel-Özer
Yücel: "Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle" anlamında kullanılan br ad.
Özer: Yiğit, doğru kimse.
Zafer: 1. Amaca ulaşma, başarı. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Zahir-Yalım
Zahir: 1. Parlak, açık, belli. 2. Dış görünüş, dış yüz. 3. Coşmuş, taşkın.
Yalım: 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, uçurum. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, derece. 8. Çalım, gurur; onur.
Zekai-Berk
Zekai: Zekâyla ilgili, zekâya ait.
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Zeki-Çağlar
Zeki: Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.
Zeynel-Bora
Zeynel: Zeynelabidin. İbadet edenlerin süsü.
Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
Zihni-Halim
Zihni: Zihinle, akılla ilgili.
Halim: 1. Yumuşak huylu, sert olmayan. 2. Allah’ın adlarındandır.
Ziver-Reha
Ziver: Süs, bezek.
Reha: 1. Kurtulma, kurtuluş. 2. Ar. Bolluk, genişlik, varlık.
Ziya-Ilgar
Ziya: Işık, aydınlık.
Ilgar: 1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke.
Zorlu-Poyraz
Zorlu: 1. Güzel, çok güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü, dayanıklı. 4. Sert, keskin. 5. Yürekli, cesur. 6. Girgin, girişken.
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Zühtü-Sacit
Zühtü: Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.
Sacit: Secde eden, alnını yere koyan.
Son dönemlerde popülerliğini arttıran ikili erkek isimleri şunlardır: Arif-Arda, Gökmen-Melih, Kerem-Berke, Özgür-Cihan, Can-Deniz, Ömür-Yağız.
Erkek çocuklara koyabileceğiniz güzel ve popüler bazı erkek isim çiftleri şunlardır: Acar-Alp, Ali-Emre, Eymen-Buğra, Ferit-Tarık, Fırat-Tuna, Göker-Berk, Görkem-Mete, Hulusi-Sinan, İlhan-Kağan, Sabri-Şahan.