Bebeklerin sağlığını koruma işi anne karnında başlar. Bebeğin rahmin içinde sağlıklı olup olmadığını anlamak ve ona göre eylemleri erkenden almak çok önemlidir. Hamilelik boyunca bebeğinizi rahminizde kapalı bir kutudaymış gibi düşünebilirsiniz. Bu kutuyu doğum vakti gelene kadar açamazsınız. Ancak kutunun içini görmek ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak zorundasınız. Bebeğin rahim içinde sağlığını daha detaylı anlamak için içeriğimizi okuyabilirsiniz.
Az önce bahsettiğimiz kutuya zarar vermeden içini görmek için birçok test geliştirilmiştir. Bu testler Ultrasonografi, Doppler, NST, BFP ve CST testleridir. Gelin bu testleri beraber keşfedelim.
Sonografi olarak da bilinen ultrasonografi, iç organların, dokuların ve kan akışının gerçek zamanlı görüntülerini oluşturmak için yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan tıbbi bir görüntüleme tekniğidir. Hamilelik sırasında fetüsün gelişimini izlemek, herhangi bir anormallik olup olmadığını kontrol etmek için kullanılır.
Doppler ultrason, kanın kan damarları boyunca hareketini izleyen özel bir ultrason türüdür. Kan akış hızını ve yönünü değerlendirmek için Doppler etkisini kullanır. Bu test genellikle bacaklardaki, boyundaki veya karındaki arterler ve damarlar gibi vücudun çeşitli bölgelerindeki kan akışını değerlendirmek için kullanılır. Fetüse oksijen sağlamak, göbek kordonu ve plasentadaki kan akışını değerlendirmek için kullanılabilir.
Non-stres testi, fetüsün sağlığını ve refahını değerlendirmek için yapılan bir doğum öncesi testtir. Fetal kalp atış hızının ve uterus kasılmalarının izlenmesini içerir. Test tipik olarak gebeliğin üçüncü trimesterinde yapılır ve bebeğin hareketlerine yanıt olarak fetal hareketleri ve kalp atış hızı modellerini değerlendirmek için kullanılır. Bebeğin yeterli oksijen alıp almadığını ve sıkıntı belirtileri olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur.
Biyofiziksel profil, fetal ultrason ile non-stres testini birleştiren bir testtir. Fetal hareketler, amniyotik sıvı hacmi ve fetal kalp atış hızı gibi çeşitli yönleri değerlendirir. Test genellikle üçüncü trimesterde yapılır ve fetüsün genel sağlığı ve gelişimi hakkında değerli bilgiler sağlar.
Kontraksiyon stres testi, plasentanın kontraksiyonlar sırasında fetüse yeterli oksijen sağlama yeteneğini değerlendirmek için kullanılan bir prenatal (doğum öncesi) testtir. Meme ucu uyarımı yoluyla veya az miktarda oksitosin hormonu uygulanarak kasılmalar başlatılırken fetal kalp atış hızının izlenmesini içerir. Test, fetüsün doğum stresine nasıl tepki vereceğini değerlendirmeye yardımcı olur. Böylece doğum sırasında tıbbi müdahale gerektirebilecek durumlar ve potansiyel sorunlar önceden belirlenebilir.
Fetüsün anne rahminde hayatta kalabilmesi için birçok minimum gereksinime ihtiyacı vardır. Aşağıda bu gereksinimleri görebilirsiniz.
Bebeğin büyümesi ve gelişmesi için doğru beslenme şarttır. Annenin beslenme düzeni çeşitli ve dengeli olmalıdır. Proteinler bebeğin organ ve doku gelişimi için önemlidir, karbonhidratlar ise enerji sağlar. Sağlıklı yağlar beyin gelişimini destekler ve vitamin ve mineraller genel büyüme için çok önemlidir. Meyve, sebze, tam tahıllar, yağsız proteinler ve süt ürünleri içeren dengeli bir beslenme bebeğin gerekli besinleri almasına yardımcı olabilir.
Oksijen, bebeğin hayatta kalması ve gelişimi için hayati önem taşır. Hamilelik sırasında plasenta anne ile bebek arasında oksijen ve karbondioksit alışverişini sağlar. Annenin solunum sistemi havadan oksijen alır ve bu oksijen kan dolaşımı yoluyla plasentaya aktarılır. Oksijen oradan da bebeğin vücuduna taşınır.
Plasenta sadece oksijen aktarmakla kalmaz, aynı zamanda bebeğe besin sağlar ve atıkları uzaklaştırır. Bebeğe düzgün bir kan akışı için istikrarlı ve işleyen bir dolaşım sistemi gereklidir. Annenin kalbi, oksijen ve besin taşıyan kanı atardamarları aracılığıyla plasentaya pompalar. Buradan oksijenli kan, bebekten gelen oksijensiz kanla değiştirilir ve atık ürünler uzaklaştırılır. Oksijenli kan daha sonra göbek kordonu aracılığıyla bebeğin vücuduna geri gönderilir. Bebeğe istikrarlı bir kan akışını desteklemek için annenin kardiyovasküler sağlığını iyi tutması önemlidir.
Hormonlar hamileliğin sürdürülmesinde ve fetal gelişimin desteklenmesinde kritik bir rol oynar. Annenin vücudu ve plasenta tarafından üretilen hormonlar, bebeğin büyümesi de dahil olmak üzere vücuttaki çeşitli süreçlerin düzenlenmesine yardımcı olur. Örneğin, progesteron rahim zarının korunmasına yardımcı olur ve erken doğuma yol açabilecek kasılmaları önler. Östrojen bebeğin organlarının gelişimini destekler. Hormonal dengesizlikler potansiyel olarak bebeğin sağlığını etkileyebilir.
Annenin bağışıklık sistemi, bebeğin enfeksiyonlardan korunmasında çok önemli bir rol oynar. Hamilelik sırasında bağışıklık sistemi, büyüyen bebeği yabancı bir nesne olarak reddetmeden ona uyum sağlamak için bazı değişikliklere uğrar. Bu sayede hem bebek güvenle büyür hem de enfeksiyonlara karşı koruma sağlanır.
Yüksek düzeyde anne stresinin gelişmekte olan bebek üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Anne stresli olduğunda, vücudu stres hormonları salgılar ve bu da potansiyel olarak bebeğin büyümesini ve gelişimini etkileyebilir. Ayrıca, yüksek stres seviyeleri sigara veya alkol tüketimi gibi sağlıksız başa çıkma mekanizmalarına yol açabilir ve bu da bebek için zararlıdır.
Zararlı maddelere maruz kalmanın gelişmekte olan bebek üzerinde zararlı etkileri olabilir. Tütün dumanı, alkol, yasadışı uyuşturucular ve reçetesiz ilaçlardan hamilelik sırasında kaçınılmalıdır. Bu tarz maddeler komplikasyonların riskini artırır.
Rahim içerisindeki bir bebeğin sağlıklı olduğunu anlamanın birkaç yolu vardır.
Anne karnındaki sağlıklı bir bebeğin hamilelik boyunca istikrarlı bir büyüme göstermesi beklenir. Bu büyümeyi ultrason ve diğer testler takip edebilirsiniz. Doktorunuz bebeğinizin gelişimini her ay düzenli takip edecektir.
Sağlıklı bir bebeğin organları hamilelik sırasında aşamalı olarak gelişir ve olgunlaşır. İlk üç aylık dönemin sonunda, başlıca organların ve vücut sistemlerinin çoğu oluşmuştur. Hamilelik ilerledikçe bu organlar büyümeye ve en iyi şekilde çalışmaya devam eder.
Hamilelik boyunca sağlıklı bir bebeğin düzenli ve aktif hareketler sergilemesi beklenir. Başlangıçta bu hareketler hafiftir ve annenin hissetmesi zor olabilir. Ancak bebek büyüdükçe hareketleri daha belirgin ve fark edilir hale gelir. Tekmeleme, yuvarlanma ve esneme gibi hareketler bebeğin iyi olduğunun olumlu bir işaretidir.
Bebeğin kalbi hamileliğin erken dönemlerinde atmaya başlar. Doktorunuz doğum öncesi ziyaretler sırasında bebeğin kalp atışlarını dinlemek için Doppler veya ultrason kullanabilir. Kalp atış hızı gebelik yaşına bağlı olarak değişebilir, ancak sabit ve güçlü bir kalp atışı her zaman beklenmektedir.
Amniyotik sıvı bebeği anne karnında çevreler ve korur. Bebeğin rahat hareket etmesine olanak tanır. Sağlıklı bir bebeğin doğum öncesi kontroller sırasında ölçülen uygun miktarda amniyotik sıvı ile çevrili olması beklenir. Yetersiz veya aşırı amniyotik sıvı seviyeleri farklı sağlık problemlerine işaret edebilir.
Ultrason, doppler, NST, biyofizik profili ve CST gibi testlerle bebeğin sağlığı birçok açıdan test edilir. Bu testlerin sonucunda bebeğin sağlıklı veya sağlıksız olduğu anlaşılabilir.
Yaşamamanız gereken bir belirti yaşıyorsanız, şiddetli ağrı ve acılarda, beklenmedik etkilerde mutlaka doktorunuza başvurmalısınız. Aynı şekilde rutin testlerinizi de yaptırarak sorunları keşfedebilirsiniz.
Döllenme sonrasında embriyo rahim duvarına bağlanır. Birkaç hafta içinde rahim duvarı ile arasında kordon adını verdiğimiz bap oluşur. Kordon bağı bebeğin beslenmesini sağlayacaktır.
Sağlıklı bir bebek için sigarayı bırakın, alkolü bırakın, sağlıklı beslenin, hamilelik vitamin ve minerallerinizi kullanın, folik asit kullanın, diğer sağlık problemlerinizi tedavi ettirin.