Tiroid hormon düzenlenmesinde en etkili organlardan birisidir. Tiroid problemleri beraberinde birçok hormonsal problemi de yaşatabilir. Özellikle hamilelik döneminde bebeğin gelişimi açısından büyük riskler taşımaktadır. Gelin gebelikte tiroid problemlerinin bebeğinize ve hamileliğinize verebileceği zararları keşfedelim.
Tiroid, boynunuzda kelebek şeklinde bulunan küçük bir bezdir. Tiroid bezi, vücudunuzun çalışmasını sağlayan hormonları üretir. Örneğin, tiroid hormonları kalp atış hızınızı ve metabolizmanızı etkileyebilir.
Bazen tiroid bezi belirli hormonları çok fazla veya çok az üretir. Bu olduğunda tiroid bozukluğunuz var demektir. Tiroid problemleri hamilelikten önce, hamilelik esnasında veya doğumdan hemen sonra gelişebilmektedir. Doğru tedavi ile tiroid problemlerinizle başa çıkabilirsiniz. Tiroid problemlerini yakından tanımak için içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz.
İki ana troid rahatsızlığı türü vardır.
Hipertiroidizm tiroidin aşırı aktif olduğu ve çok fazla tiroid hormonu ürettiği durumdur. Bu durum vücudunuzun birçok işlevinin hızlanmasına neden olabilir. Hamilelik sırasında hipertiroidizm genellikle Graves hastalığı adı verilen bir otoimmün bozukluktan kaynaklanır. Otoimmün bozukluklar, antikorların hastalık yerine vücuda saldırmasıyla ortaya çıkarlar.
Hipotiroidizm tiroidin az çalıştığı ve yeterli tiroid hormonu üretmediği durumdur, bu nedenle vücudunuzun birçok işlevi yavaşlar. Hamilelik sırasında hipotiroidizm genellikle Hashimoto hastalığı adı verilen bir otoimmün bozukluktan kaynaklanır.
Tedavi edilmeyen hipertiroidizm hamilelik ve doğum sonrasında hem anneye hem de bebeğe zarar verebilir. Bu yüzden belirtileri dikkatli okumalısınız. Hamile kadınlar için hipertiroidizm belirtileri arasında şunlar yer alır:
Preeklampsi: Preeklampsi genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar. Yüksek kan basıncı ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olur. Preeklampsi, beyin, karaciğer, böbrekler ve diğer organları etkileyebilir.
Pulmoner Hipertansiyon: Pulmoner hipertansiyon, akciğerlerdeki kan damarlarında yüksek kan basıncını ifade eder. Akciğerlerdeki kan damarları daralır ve akciğerlere giden kan akışı zorlaşır. Bu durum, kalbin sağ tarafındaki pompa işlevini etkileyebilir ve kalp yetmezliğine yol açabilir.
Plasental Abrupsiyon: Plasental abrüpsiyon, gebelik sırasında plasentanın normal yerinden ayrılması durumudur. Bu durumda, plasenta erken ayrılır ve bebeğin beslenme ve oksijen kaynağı kesilir. Plasental abrüpsiyon kanamaya, bebeğin büyüme geriliğine ve erken doğuma neden olabilir.
Kalp Yetmezliği: Kalp yetmezliği, kalbin yeterince kan pompalayamaması durumudur. Kalp kası zayıflar veya katılaşır. Bu da kanın vücuttaki dokulara ve organlara yeterince pompalanamamasına neden olur.
Tiroid Fırtınası: Tiroid fırtınası, tiroid bezinin aşırı aktif hale gelmesi durumudur. Tiroid bezinin aşırı miktarda tiroid hormonu salgılaması, vücutta hızlı bir metabolik artışa neden olur.
Bebekler için hipertiroidizm belirtileri arasında şunlar yer alır:
Erken Doğum: Erken doğum, normal gebelik süresinden önce, genellikle 37. gebelik haftasından önce gerçekleşen doğumdur. Erken doğum, bebeğin akciğerlerinin tam olarak gelişmemiş olması ve diğer komplikasyonlara neden olabileceği için dikkat gerektiren bir durumdur.
Az Kilolu Doğmak: Az kilolu doğmak, bebeğin doğum ağırlığının normalden daha düşük olması durumunu ifade eder. Bebekler genellikle düşük doğum ağırlığı, prematürite veya anne beslenmesinde eksiklikler gibi nedenlerle az kilolu doğabilirler. Az kilolu doğan bebekler, sağlık sorunlarına, bağışıklık sistemi zayıflığına ve gelişim geriliklerine daha yüksek risk altındadır.
Tiroid sorunları: Doğumdan itibaren tiroid problemleri, hipertiroidizm ve hipotiroidizm başlayabilir.
Düşük veya ölü doğum: Düşük, gebeliğin 20. haftasından önce veya bebeğin ağırlığının 500 gramın altında olduğu durumda gerçekleşen doğumu ifade eder. Ölü doğum ise gebeliğin 20. haftasından sonra, bebeğin doğumda hayatını kaybettiği durumu ifade eder.
Tedavi edilmediği sürece hipertiroidizm hamilelik süresince ve doğum sonrasında hem anneyi hem de bebeği etkileyebilen bir durumdur.
Anne adayları şu problemleri yaşayabilirler:
Anemi: Anemi vücudunuzun oksijeni taşımak için yeterince kırmızı kan hücresine sahip olmaması anlamına gelir.
Preeklampsi: Daha önce de bahsettiğimiz üzere Preeklampsi gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar ve yüksek kan basıncı ile çeşitli organlara zarar verir.
Plasental Abrupsiyon: Daha önce bahsettiğimiz üzere Plasental abrüpsiyon, gebelik sırasında plasentanın normal yerinden ayrılması durumudur. Bu durumda bebek beslenemez ve oksijensiz kalır.
Doğum Sonrası Kanama – PPH: PPH bir kadının doğum yaptıktan sonra ağır kanama geçirmesi durumudur. Ciddi ancak nadir görülen bir durumdur. Genellikle doğumdan sonraki 1 gün içinde meydana gelir, ancak bebek sahibi olduktan 12 hafta sonrasına kadar da görülebilir.
Kalp Yetmezliği: Hipertiroidizm kalbinizin yeterince kan pompalayamamasına yol açabilir.
Bebekler şu problemleri yaşabilir:
İnfantil Miksödem: Infantil miksödem, doğumdan sonra tiroid bezinin yetersiz çalışması nedeniyle oluşan bir durumdur. Bu durumda, bebekte tiroid hormonları yeterince üretilemez veya kullanılamaz hale gelir.
Düşük Doğum Ağırlığı: Düşük doğum ağırlığı, bebeğin doğumda normalden daha düşük bir ağırlığa sahip olmasıdır.
Büyüme ve Sinir Sistemi Problemleri: Düşük tiroid fonksiyonu veya tiroid hormonlarının yetersiz üretimi, büyüme ve sinir sistemi problemlerine yol açabilir. Tiroid hormonları, normal büyüme ve gelişme için gereklidir.
Tiroid Problemleri: Tiroid bezinin yetersiz çalışması (hipotiroidizm) veya aşırı aktif olması (hipertiroidizm) gibi tiroid problemleri ortaya çıkabilir.
Düşük veya Ölü Doğum: Düşük doğum ağırlığına sahip bebekler veya gebeliğin 20. haftasından sonra bebeğin doğumda hayatını kaybetmesi durumu düşük veya ölü doğum olarak adlandırılır.
Tiroid bezinin az çalışmasının belirtileri diğer birçok hastalığa benzerdir. Bu yüzden yıllar boyunca fark etmeden hipotiroidizmle yaşayabilirsiniz. Hipotiroidizm belirtileri arasında şunlar vardır:
Yorgunluk: Hipotiroidizm, metabolizmanın yavaşlamasına neden olarak enerji seviyelerini düşürebilir. Bu durum, sürekli yorgunluk hissiyle sonuçlanabilir.
Soğuk Hassasiyeti: Tiroid hormonları, vücut ısısının düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Hipotiroidizm, tiroid hormonu eksikliği nedeniyle vücut ısısının düşmesine yol açabilir. Bu durum, kişinin soğuğa karşı daha hassas olmasına ve sürekli üşümesine neden olabilir.
Kilo Alımı: Tiroid hormonları, metabolizmanın hızını kontrol eder. Hipotiroidizmde, tiroid bezinin yetersiz çalışması nedeniyle metabolizma yavaşlar. Bu da enerji harcamasının azalmasına ve kilo alımına yol açabilir. Kişi, normal beslenme alışkanlıklarına devam etmesine rağmen kilo alabilir veya kilo verme çabaları sonuçsuz kalabilir.
Kabızlık: Hipotiroidizm, tiroid hormonu eksikliği nedeniyle sindirim sürecinin yavaşlamasına ve bağırsak hareketlerinin azalmasına yol açabilir. Bu durum kabızlık sorununa neden olabilir. Kişi, sık sık bağırsak hareketleri yaşamada zorluk çekebilir.
Yavaş Hareketler: Hipotiroidizm, enerji seviyelerinin düşmesi nedeniyle kişinin yavaşlamasına ve hareketlerinin yavaş olmasına yol açabilir. Kişi, normalde yaparken zorlanmadığı aktiviteleri gerçekleştirirken ağırlık hissi ve yavaşlık yaşayabilir.
Kas Ağrıları ve Güçsüzlük: Hipotiroidizmde tiroid hormonu düşük olduğunda, kasların enerji üretimi azalabilir. Bu durum, kas ağrıları, hassasiyet ve güçsüzlük hissi ile sonuçlanabilir.
Kas Krampları: Elektrolit dengesizliği ve kasların normal işlevini etkileyen faktörler hipotiroidizmle ilişkilendirilebilir. Bu durum, kas kramplarına neden olabilir.
Kuru ve Pullu Cilt: Hipotiroidizmde, tiroid hormonu eksikliği ciltte kuruluğa ve pullanmaya neden olabilir. Cilt, mat, kuru, pullu ve bazen de kaşıntılı bir görünüm kazanabilir.
Kırılgan Saç ve Tırnaklar: Hipotiroidizmde tiroid hormonu düşük olduğunda, saçlar kırılgan, mat ve dökülebilir hale gelir. Tırnaklar da kırılgan, zayıf ve kolayca kırılabilir hale gelebilir.
Libido Kaybı: Hipotiroidizm, düşük tiroid hormonu seviyeleriyle ilişkili olarak cinsel dürtülerde azalma veya libido kaybına yol açabilir.
El ve Parmaklarda Ağrı, Uyuşma ve Karıncalanma Hissi: Hipotiroidizm, sinir sistemi üzerindeki etkileriyle el ve parmaklarda ağrı, uyuşma ve karıncalanma hissi yaratabilir.
Eğer Hipotiroidizm tedavi edilmezse hamilelikte şu komplikasyonlara yol açabilir:
Preeklampsi: Preeklampsi, yüksek kan basıncı, böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi sorunları ortaya çıkarır. Hipotiroidizm, preeklampsi riskini artırarak anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Anemi: Tiroid hormonlarının düşük seviyeleri, vücudun demir emilimini etkileyebilir ve anemiye neden olabilir.
Bebekte Hipotiroidizm: Anne hipotiroidizm yaşadığında, tiroid hormonları bebeğe yeterince geçmeyebilir. Bu durum, bebeğin tiroid bezinin düşük aktivite göstermesine ve tiroid hormonu eksikliğine yol açabilir.
Doğum Kusurları: Bebeğin organ gelişimi ve yapılanması, yeterli tiroid hormonuna ihtiyaç duyar. Anne hipotiroidizmi, doğumsal malformasyonlarla ilişkili riski artırabilir.
Doğumdan Sonra Kanama: Tiroid hormonlarının düşük seviyeleri, rahim kaslarının yeterince sıkılaşmasını ve kanamayı durdurma yeteneğini etkileyebilir.
Bebeğin Fiziksel ve Zihinsel Gelişimiyle İlgili Sorunlar: Anne hipotiroidizmi, yeterli tiroid hormonu üretiminin olmaması nedeniyle bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimini etkileyebilir. Tiroid hormonları, beyin gelişimi ve büyümesi için kritik öneme sahiptir. Tiroid hormonu eksikliği, bebeğin normal gelişimini engelleyebilir.
Prematüre Doğum veya Düşük Doğum Ağırlığı: Hipotiroidizm, prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığı riskini artırabilir. Tiroid hormonları, bebeğin büyüme ve gelişme sürecini etkiler. Yetersiz tiroid hormonu, bebeğin tam olarak gelişememesine ve düşük doğum ağırlığına neden olabilir.
Ölü Doğum veya Düşük: Hipotiroidizm, ölü doğum veya düşük riskini artırabilir. Tiroid hormonları, gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için önemlidir. Anne hipotiroidizmi, bu süreci etkileyerek gebelik kaybı riskini artırabilir.
Doktorunuzun tiroid teşhisi koyması için öncelikle belirtiler gösteriyor olmanız gerekir. Aksi takdirde doktorunuz tiroid için siz istemedikçe test yapmayacaktır. Tiroid belirtilerine ve semptomlarına sahipseniz doktorunuza mutlaka bildirmelisiniz. Belirtiler aralarında zaman gösterecek şekilde de ortaya çıkabilirler.
Tiroidi test etmek için doktorunu sizden kan tahlili isteyecektir. Kan tahlilindeki tiroid uyarıcı hormon (TSH) seviyeleri ölçülür. TSH seviyelerinmin yüksek ya da alçak olmasına göre tirodi bozuklukları teşhisi koyulur.
Gebelikte Tiroid bozuklukları riskinizin diğer kadınlardan daha yüksek olması şunlara bağlıdır:
-Guatr hastalığı yaşamanız.
-Geçmişte tiroid rahatsızlıkları yaşadıysanız.
-Varsa önceki bebeğinizin tiroid rahatsızlıkları yaşamış olması.
-Graves ya da Hashimoto gibi otoimmün bir hastalığınız varsa.
-Tip 1 diyabetiniz varsa.
-Herhangi bir radyasyon tedavisi gördüyseniz.
Eğer bu maddelerden biri veya daha fazlasına sahipseniz doktorunuzla tiroid riskiniz hakkında konuşabilirsiniz.
Tiroid seviyelerini belirten TSH değeri ilk üç aylık dönemde 0.1 – 2.5 mlU/L aralığında olmalıdır. İkinci üç aylık dönemde 0.2 – 3.0 mlU/L aralığında olmalıdır. Üçüncü üç aylık dönemde 0.3 – 3.4 mlU/L aralığında olmalıdır. Bu limitlerin altında veya üstüne bulunan TSH değerleri tiroid bozukluklarına sebebiyet verebilir.
Hamilelik döneminde tedavi edilmeyen tiroid düşük, erken doğum, preeklempsi, hipertansiyon ve bebek gelişim sorunları gibi hastalıklara yol açabilir.
Tiroid hormonları annenin sağlıklı yaşamı ve bebeğin sağlıklı büyüyüp gelişmesi için son derece önemlidir. Tiroid hormonu eksikliği veya fazlalığı çeşitli hastalıklara beraberinde getirerek hem anneye hem de bebeğe zarar verebilir.
Hamilelikte her üç aylık dönemin farklı kuralları vardır. İlk üç aylık dönemde TSH 2.5, ikinci üç aylık dönemde TSH 3.0, üçüncü üç aylık dönemde 3.4 üst sınır olarak kabul edilebilir. Bu dönemlerde TSH seviyeleriniz daha fazlaysa risk altında olabilirsiniz.