Tıbbi imkanların gelişmesiyle birlikte doğum kontrol yöntemleri de çeşitlilik kazanmıştır. Kısa süreli doğum kontrol yöntemlerinin yanı sıra koruyuculuğu daha yüksek olan ve uzun süreli koruma sağlayan yöntemler de geliştirilmiştir. Bu yöntemler arasında popüler olanlardan biri de tüplerin bağlanmasıdır. Kolay gerçekleştirilen bir prosedür olan tüplerin bağlanması işlemi farklı yaş gruplarından birçok kadın tarafından tercih edilir. Bununla birlikte akıllarda tüplerin bağlanması işlemine dair “tüplerini bağlatan kadın adet görür mü” gibi birçok soru da bulunur. Peki, tüplerin bağlanması işlemi nasıl gerçekleştirilir ve tüplerini bağlatan bir kadın hamile kalabilir mi? Bu konuya dair merak ettiğiniz tüm detayları içeriğimizin devamında bulabilirsiniz!
Cinsel ilişki sonrasında spermler fallopi tüplerinden geçerek yumurtaya ulaşır. Bununla birlikte yumurtalıklarda olgunlaşan yumurtalar da fallopi tüplerinden geçerek rahme iner. Dolayısıyla döllenmenin ve dolayısıyla hamileliğin engellenmesi için fallopi tüplerindeki çift yönlü hareketin önlenmesi gerekir. "Tüp ligasyonu” adıyla da bilinen tüplerin bağlanması işlemi, fallopi tüplerinin işlevsiz hale getirilmesini hedef alır.
Tüp bağlatma ameliyatı birkaç şekilde gerçekleştirilebilir. En yaygın uygulanan yöntem, tüplerin bükülmesidir. Çünkü bu yöntemde tüpler yeniden açılabilir ve işlev gösterir hale getirilebilir. Bununla birlikte tüplerin bağlanması da doğum kontrol işlevinin geri alınabilmesine olanak tanır. Tüplerin kesilmesi ya da yakılması yoluyla işlevsiz hale getirilmesiyse geri dönüşü olmayan bir durumdur.
Tüplerin bağlanması işlemi sezaryen doğum sırasında gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte çocuk sahibi olmak istemediklerine karar veren ve aile planlamasını bu doğrultuda gerçekleştiren çiftler için tüp bağlama ameliyatının laparoskopik cerrahi aracılığıyla yapılması da mümkündür. Bu operasyon yaklaşık yarım saat sürer. Laporoskopik cerrahi ile gerçekleştirilen operasyonda kesikler oldukça küçük olduğundan dolayı iyileşme hızlı şekilde gerçekleşir ve bu süreçte hastalar ciddi ağrılar yaşamaz.
Ameliyat sonrasında hastaların dikiş bölgelerini temiz ve kuru tutması, bir hafta boyunca cinsel ilişkiden uzak durması ve ağır kaldırmaktan kaçınması önerilir. Dikiş izleri ortalama bir hafta içerisinde iyileşir ve bu sayede hastalar normal hayatlarına geri dönebilir. Olası olumsuzlukları engellemek için kişilerin ortalama bir ay boyunca dikkatli hareket etmesi, ağır kaldırmaktan ve ağır fiziksel aktiviteler gerçekleştirmekten kaçınması önerilir.
Tüp ligasyonu işlemi hakkında merak edilen konulardan biri de bağlanan tüplerin yeniden açılıp açılamayacağıdır. Tüp ligasyonu işleminin gerçekleştirilme biçimine göre tüplerin yeniden açılıp açılamayacağı kararlaştırılabilir. Eğer tüpler kesme ya da yakma yoluyla işlevsiz hale getirildiyse bu durumda tüplerin yeniden işlev gösterir hale getirilmesi mümkün olmayacaktır. Çünkü bu yöntemlerde tüpler kalıcı olarak işlevsiz hale getirilir.
Son yıllarda daha yaygın tercih edilir hale gelen tüplerin bükülmesi ya da bağlanması yoluyla tüp ligasyonu gerçekleştirilmesindeyse tüpler yeniden açılabilir. Tüplerin yeniden açılması işlemine “tubal reanastamoz” adı verilir. Genellikle 35 yaşının üzerinde olan ve tüp boyu 4 santimetreden uzun olan kadınlarda bu işlem uygulanabilir. Tüpleri bağlatma operasyonunda klipsle bükme yöntemini tercih eden kadınlarda tüplerin açılması işlemi başarıyla gerçekleştirilebilir. Ancak ligasyon işlemi sırasında tüpler delinebilir, yırtılabilir ve zedelenebilir. Bu durum gebelik olasılığını azaltabilecek bir etkendir. Bu sebeple kadınların tüp ligasyonu işlemi yaptırmadan önce detaylı şekilde düşünmesi ve kesin karar vermesi önerilir.
Tüp ligasyonu operasyonu, kalıcı koruma sağlayan bir doğum kontrol yöntemidir. Bu bağlamda tüplerini bağlatan kadınların doğal yollarla hamile kalma olasılığı fazlasıyla azalacaktır. Dolayısıyla tüpleri bağlanan kadın hamile kalabilir mi sorusu merak edilen konulardan biridir. Tüplerini bağlatan kadınlar çeşitli sebeplerle tüplerini açtırmak istediğinde bu operasyon gerçekleştirilebilir. Tüpleri bağlanan ve sonra açılan kadınların doğal yollarla hamile kalma olasılığında ise ciddi miktarda, yaklaşık olarak yüzde elli oranında azalma görülür. Bu sebeple tüp bağlama işleminden sonra yeniden hamile kalmak isteyen kadınlar için tüp bebek yöntemi önerilir. Dolayısıyla tüpleri bağlı kadın tüp bebek yapabilir mi sorusuna cevaben tüp ligasyonu işlemi geri alındıktan sonra tüp bebek denemelerine başlanabileceği söylenebilir.
Tüp ligasyonu işlemi farklı yaş gruplarından birçok kadının başvurduğu bir doğum kontrol yöntemidir. 18 yaşın üzerindeki kadınlar bu işleme başvurabilir. Tüp bağlatma operasyonu sonucunda doğal yollarla hamile kalma olasılığı ciddi oranda düştüğünden dolayı bu işlem genellikle otuz yaşın altında olan ve daha önce anne olmamış kadınlara önerilmez. Genellikle 30-35 yaşın üstünde, çocuk sahibi olmuş ve yeni çocuk sahibi olmayı düşünmeyen kadınların tüp bağlatma yöntemiyle doğum kontrolü sağlaması önerilir.
Doğum kontrol yöntemlerinin güvenilirliği merak edilen konulardan biridir. Doğum kontrol hapları, kondomlar gibi mekanik doğum kontrol yöntemlerinde bulunan risk faktörü, kadınların diğer doğum kontrol yöntemlerine karşı da temkinli yaklaşmasına sebep olur. Bu bağlamda tüpleri bağlanan kadın gebe kalır mı sorusu sık sorulan sorular arasında yer alır. Tüplerin bağlanması durumunda spermler yumurtaya ulaşamaz ve dolayısıyla döllenme gerçekleşemez. Bununla birlikte olgunlaşan yumurtalar da tüpler bağlı olduğu için rahme inemez. Dolayısıyla gebelik ihtimali ortadan kalkar. Tüplerin bağlanması işleminin başarısız olma olasılığı 1000’de 4’tür, dolayısıyla bu doğum kontrol yönteminin büyük oranda güvenilir olduğu söylenebilir. Yani tüpleri bağlı kadın hamile kalabilir mi sorusunun cevabı “hayır” olacaktır. Bununla birlikte tüpleri bağlı bir kadın olağan dışı bir adet gecikmesi yaşıyorsa ve gebelik testi yaptığında pozitif sonuç alıyorsa bu durum büyük olasılıkla dış gebelik yaşandığını gösterir. Bu sebeple tüpleri bağlanmış olmasına rağmen gebelik şüphesi taşıyan kadınların acilen doktora başvurması gerekir.
Kadın tüplerin bağlanması yan etkileri hakkında birçok yanlış bilgi bulunan bir konudur. Tüplerin bağlanması işlemi fiziksel bir operasyondur ve bunun sonucunda kadınların hormonları üzerinde herhangi bir değişiklik oluşmaz. Buna göre tüp ligasyonu işlemi yaptıran kadınların adet düzensizliği yaşaması ya da erken menopoza girmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. İşlem sonrasında kimi zaman kısa süreliğine adet kanaması miktarında ve adet süresinde değişimler gözlemlenebilir ancak bu durum genellikle normal kabul edilir. Tüplerin bağlatılması sonucunda kadınların cinsel isteksizlik yaşadığı da yanlış bilinen bilgiler arasında yer alır. Tüplerin bağlanması işlemi kimi zaman kadınların psikolojileri üzerinde bazı değişikliklere sebep olabilir. Bunun sebebi tüp bağlatma işleminin ardından hamile kalma olasılığının ciddi oranda düşmesidir. İşlem sonucunda olumsuz düşüncelere kapılmamak için dikkatli karar verilmesi önerilir.
Tüpleri kapalı olan kadınlarda spermler yumurtaya ulaşmayacağından ve olgunlaşan yumurtalar rahme inmeyeceğinden dolayı gebe kalma olasılığı ciddi oranda azalır. Dolayısıyla tüpleri bağlı olan kadınlar gebe kalamaz.
Tüp ligasyonu işlemi klipsle bükme ya da bağlama şeklinde gerçekleştirildiyse yeniden çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar tüp açtırma işlemi yaptırdıktan sonra hamile kalmak için tüp bebek tedavisine başlayabilir.
Tüplerin bağlanması işlemi kadınların hormonal dengelerinde ya da adet düzenlerinde ciddi bir değişikliğe sebep olmaz. Tüplerin bağlanması sonucu adet gecikmesi yaşanmaması beklenir.
Tüplerin bağlanması işlemi fiziksel bir işlemdir ve kadınların hormon dengelerinde, adet düzenlerinde ya da fiziksel görünümlerinde herhangi bir değişikliğe sebep olmaz. Yani, tüp ligasyonu işlemi hastalara kilo aldırmaz. Dolayısıyla tüpler bağlandıktan sonra kilo alımı gözleniyorsa bu durum doğrudan operasyonla alakalı değildir.