Gebelik kadın vücudu için oldukça hassas bir dönemidir. Hamileliğin ilk üç ayı ekstra dikkat gerektirir ve hem annenin gebelik süreci hem de bebeğin gelişimi açısından çok önemlidir. Bu üç ay, son adetin başlangıç gününden başlayarak 12. haftaya kadar olan süreyi kapsar. Tipik olarak hamilelik, son adet döneminin 5. ve 6. günleri arasında tespit edilir ve ultrasonda gözlemlenebilir hale gelmesi birkaç hafta sürer. Genellikle 5. haftanın sonlarına doğru, ultrasonda gebelik görünür hale geldiğinde, ayrıntılı ultrason incelemeleri anne ve bebeğin sağlığı hakkında önemli bilgiler sağlayabilir.
Sağlık uzmanları bu muayeneleri yaparak gerekli tıbbi müdahalelerin veya tedavilerin erkenden uygulanmasını sağlar. Bu sayede gebelik sürecinin hem anne hem de bebek için mümkün olan en iyi koşullarda devam etmesi sağlanır. Hamileliğin ilk haftalarında ayrıntılı ultrason işlemlerinin yapılması hem annenin hem de bebeğin sağlığının korunması açısından önemlidir. Bebekte var olan herhangi bir anormalliğin teşhis edilmesine veya bebeğin ilerideki yaşamını tehdit edebilecek potansiyel hastalıkların tespit edilmesine yardımcı olur.
Gebeliğin ilk üç ayında yapılan ultrason muayeneleri hamileliğin gidişatı ve bebeğin genel gelişimi hakkında çok önemli bilgiler içerir. Son adet döneminin üzerinden yaklaşık bir hafta sonra abdominal veya vajinal ultrason ile gerekli kontroller yapılmalıdır. Bu ayrıntılı ultrason muayeneleri sayesinde dış gebelik ihtimali ve çoklu gebelik durumu belirlenebilir. Bunların yanı sıra embriyonun sağlığını kanıtlayacak organ gelişim aşamaları da ilk üç ay ultrasonlarında gözlemlenir. Bu üç ay içerisinde kromozomlarla ilgili belli testler yapılabilir, bu sayede Down sendromu da bu evrede tespit edilir. Bu sebepler ışığında gebeliğin ileri aşamalarında sorun teşkil edebilecek durumların erkenden teşhis edilmesinin hem anne hem bebek için oldukça önemli bir unsur olduğu söylenebilir.
Abdominal ultrason, hamilelik sırasında fetüsün sağlığının ve gelişiminin izlenmesi amacıyla çeşitli uygulama yöntemlerini içeren tıbbi bir işlemdir. Bu tip ultrason sadece genel gebelik için kullanılmaz, aynı zamanda karın boşluğundaki organları etkileyen hastalıkların incelenmesi ve teşhis edilmesi de önemli bir rol oynar. Karaciğer, safra kesesi, böbrekler, prostat, mide, bağırsak gibi hayati organların görüntülenmesi ve durumlarının değerlendirilmesi için de tercih edilen bir görüntüleme yöntemidir.
Abdominal ultrason uygulaması için farklı teknikler doktorunuz tarafından tercih edilebilir. Doğru ve kapsamlı sonuçlar elde etmek amacıyla 3 veya 4 boyutlu ultrason, Doppler ultrason ve renkli ultrason gibi seçenekler arasından en uygun teknik seçilir.
Sıklıkla kullanılan karından ultrason tekniğinin uygulanması için incelenecek bölgede kıyafet bulunmaması gerekir. Uygulama için kullanılacak özel jelin deri üzerine uygulanması gerekmektedir. Ultrason sırasında, muayene odasında karnınıza bu jel uygulanırken sırt üstü yatmanız istenecektir. Bir görüntü oluşturmak için, ses dalgalarının vücudunuzdaki dağılımını artırmak üzere karnınızın üzerinde hareket ettirilen bir başlık kullanılır. Bu başlığa ‘’transducer’’ adı verilir. Muayene bittikten sonra doktorunuz size hem sonuçları hem de elde edilen görüntüleri içeren kapsamlı bir rapor verecektir.
Bazı durumlar, ultrason muayenesinin vajinal yoldan yapılmasını gerektirebilir. Özellikle gebeliğin ilk 10 haftasında vajinal ultrason önerilir. Bunun sebebi vajinal ultrasonun daha ayrıntılı sonuçlar elde etmeyi sağlamasıdır. Bu durumda doktorunuz vajinanın iç kısmına özel olarak yapılmış bir transducer yerleştirecektir. Bu cihaz, abdominal ultrason görüntülerinden çok daha detaylı görüntü alma imkânı sağlar.
Ayrıca vajinal ultrason, abdominal ultrasonda gözlenebilen yapıları yaklaşık bir hafta daha erken gösterebilmektedir. Bu nedenle doktorun vajinal ultrason önerisini kabul etmek bazı sorunların erken tespit edilmesini sağlayabilir.
Vajinal ultrason işlemi gebelik olması ve olmaması durumlarında aynı şekilde gerçekleştirilir. Öncelikle gözle dış genital organ değerlendirilir. Ardından muayene aleti yerleştirilir rahim ağzı bölgesi incelenir.
Doktorun sakıncalı gördüğü herhangi bir durum olmadığı sürece vajinal ultrason zararsızdır. Örneğin embriyonun olması gerektiği yerden daha aşağıda olması gibi durumlarda vajinal muayene yapılması zararlı olabilir. Ancak bu tarz risklerin olmadığı durumlarda vajinal uygulamadaki amacın yalnızca vajina ve rahim ağzını detaylıca değerlendirmek olduğunu unutmamak gerekir. Olası bir rahim ağzı açılması veya kanama ancak bu şekilde saptanabilir.
Sonuç olarak gebelik döneminde elle, aletle ya da ultrasonla değerlendirme yapılması size veya bebeğinize zarar vermez. Düşük veya kanama gibi riskler oluşturmaz. Bunun sebebi gebeliğin rahmin içi bölgede gerçekleşmesidir. Gebeliğin olduğu yer vajinal girişten itibaren yaklaşık olarak 15 cm derinliktedir. Bu muayeneler ise tamamen rahim dışı bölgede, en fazla 8-9 cm içeride bulunan rahim ağzına kadar olan bölgeyi kapsar. Gerekli görülen durumlarda vajinal ultrason muayenesinden korkmanıza gerek yoktur. Hatta bazı durumlarda bu tür muayenelerin hasta isteği nedeniyle yapılmaması bazı hastalıkların atlanması riskini oluşturabilir.
Embriyo, gebeliğin ilk üç aylık döneminde hem vajinal hem de abdominal yani karından yapılan ultrason ile incelenebilir. Bu prosedürün önemi, döllenmiş yumurta anne rahmine yerleştikten sonra hamileliğin ilerleyişini değerlendirmesi ve önemli gelişmeleri tespit etmeye yaramasıdır. Bu muayene işlemlerinin bebeğin ve annenin sağlığı açısından herhangi bir risk oluşturmadığını unutmamak gerekir. İşlemin ardından hamileliğin erken aşamalarına ilişkin önemli bilgiler sağlayan kapsamlı bir rapor oluşturulacaktır.
Üç ay ultrasonu içeriğini kapsayan bu raporda, fetüsün genel sağlığının değerlendirilmesinde önemli bir rol oynayan bebeğin kalp ritminin incelenmesi bulunur.
Rapora, hamileliğin gidişatında önemli olan rahim ağzı muayenesi de dahildir. Rahim ağzıyla ilgili herhangi bir anormallik veya gebeliği etkileyebilecek durum bu raporda kapsamlı bir şekilde analiz edilir. Gebeliğin iç veya dış gebelik olması ayrımı yapılır.
Ayrıca raporda gebelik kesesinin gelişimini gösteren ayrıntılı bir açıklama yer alır ve bu da hamileliğin ilerleyişi yanında embriyonun içinde bulunduğu ortam hakkında değerli bilgiler sağlar. Ek olarak raporda gebelik kesesiyle ilişkili olası kanama sorunları da ele alınmaktadır.
Ultrason sonu yazılan bu raporda son olarak ikiz gebelik vakalarında embriyoların tek kesede veya iki ayrı kesede oldukları bilgisi incelenir. Sonuç olarak bu gözlem raporu hamileliğin gidişatını değerlendirme ve takip etme konusunda sağlık profesyonelleri için kapsamlı bir kaynak görevi görür.
Tüm bunlar gebelik başlangıcının genel ilerleyişi hakkında önemli noktaları incelemeyi sağlayan verilerdir.
Ayrıca bu uygulama, gelişmekte olan fetüsteki potansiyel anormallikleri veya düzensizlikleri tanımlamayı amaçlarken aynı zamanda Down sendromunu tespit etmek için bir tarama yöntemi olarak da hizmet eder.
Hamileliğin ilk üç aylık evresinde fetüste kalp ve beyin oluşumu başlar, el-ayak tomurcukları belirginleşir; sinir, sindirim, kas, iskelet sistemleri ve böbrekler gelişmeye başlar. Bu organlar yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan sistemlerin parçaları olduğu için genel gelişimlerinin takip edilmesi hayati önem taşır. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde hem anne hem bebek için sorun yaratabilecek bu gelişim durumlarının en erken zamanda tespit edilmesi gerekir.
Sonuç olarak hem gebeliğin genel gidişatı hakkında kapsamlı bilgi veren hem de bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz etkileri bulunabilecek rahatsızlıkları tespit etmeye yarayan üç ay ultrasonu, gebelik döneminin en önemli sağlık kontrolleri arasında yer alır.
Hamilelik sürecinde rahimde gözle görülür değişiklikler meydana gelir. Peki annenin vücudundaki tüm bu değişiler arasında üç ay ultrasonunda nelere bakılır?
Üç ay ultrasonu uygulaması sırasında kontrol edilen organlar arasında gebelik kesesi, yolk kesesi, amniyon ve koryon boşlukları, Corpus Luteum yani gebeliğin sarı cismi, embriyo ve son olarak da embriyonun kalbi bulunur. Hamilelik ilerledikçe embriyonun hareketleri fark edilir hale gelir ve çok geçmeden kol ve bacaklarının gelişimi belirginleşir.
Organların ultrasonda görülebilir hale gelmesi, fetüs gelişiminin doğal büyüme aşamalarını takip etmeyebilir. Bazen organlar ultrasonda tam gelişim dönemi gelmeden, oluşumuna yakın zamanda görünür hale gelir. Ultrason teknolojisinin sağladığı imkanlardan birisi olan bu durum sayesinde anomaliler daha da erken vakitlerde fark edilebilir hale gelir.
Eğer siz de ‘’Gebeliğin ilk üç ayında ultrason ne işe yarar?’’ diye soruyorsanız verilecek ilk cevap oldukça basittir. Kontrol edilen ve hamilelik durumunu kesinleştiren ilk doku gebelik kesesidir. Gebelik kesesi embriyo gelişiminin başlangıcını işaret eden en önemli yapıdır. Ayrıca gebelik kesesinin rahim içerisinde gözlemlenmesi, dış gebelik olmadığının da göstergesidir.
Gebelik kesesi, rahmin parlak beyaz iç tabakasıyla çevrelenen dairesel bir yapı formundadır. Abdominal ultrasonda gebelik kesesi adet görmede yaklaşık bir hafta gecikme olduğunda ya da da ortalama 5 milimetre çapa ulaştığında görülebilmektedir.
Vajinal ultrasonda ise âdet kanamasında yaklaşık 2-3 günlük bir gecikme olduğunda gebelik kesesi genellikle görünür hale gelir. Bu erken aşamada kesenin çapı yalnızca 2-4 mm civarındadır.
Gebelik kesesinin çapı her gün yaklaşık 1.1 milimetre kadar artar. Hamileliğin kaç hafta olduğunu tahmin etmek için kesenin çapına 30 eklenip toplam 7'ye bölünür. Bu yöntem gebelikte 8. haftaya kadar doğru sonuç verir. Ancak hamilelik ilerledikçe doğruluğu azalır.
Çoğul gebelik tanısı, gebeliğin ilk dönemlerinde rahim içerisinde birden fazla gebelik kesesinin varlığının görülmesiyle konulabilmektedir. Çoğul gebeliğin bu kadar erken dönemde teşhis edilebilmesi pek çok fayda sağlar. Anne adayının gebelik döneminde, doğum esnasında ve doğum sonrasında karşılaşacağı durumlara hazırlanmasını sağlar. Ayrıca son derece nadir de olsa, bir embriyonun rahim içinde, diğerinin dışarıda yer aldığı ikiz gebeliklerde özel bir tür dış gebelik oluşumu da bu muayenelerde ortaya çıkar.
Yolk kesesi, yolk sacı olarak da adlandırılır. Bazı kaynaklarda farklı adlandırılan bu yapının işlevi tam olarak bilinmemektedir. Yapılan araştırmalar ışığında varılan sonuç ise yolk kesesinin görevinin bebeğin kan hücresi üretimine katkı sağladığı yönündedir.
Yolk kesesi, abdominal ultrasonda kese çapı ortalama 20 mm'ye ulaştığında fark edilir hale gelirken, vajinal ultrasonda kese çapı ortalama 8 mm'ye ulaştığında görünür hale ulaşır.
Gebeliğin 5. ve 10. haftaları arasında yolk kesesinin çapı 8 mm'yi aşıyorsa gebelik tehlikede olabilir. Bu durum genellikle düşük yapmayla sonuçlanır. Ancak istisnaların olduğunu da belirtmekte de fayda var.
Ultrasonda embriyo ilk kez, yolk kesesinin kenarında ufak bir kalınlaşma olarak görülür. Embriyo, genellikle hamileliğin 5. haftasında 2-3 milimetre uzunluğa ulaştığında ilk kez vajinal ultrason ile tespit edilebilir. Haftalar ilerledikçe embriyonun uzunluğu artarak 6. haftada 5 milimetre, 7. haftada ise yaklaşık 10 milimetreye ulaşır.
Abdominal ultrasonda yolk kesesi ortalama çapı 25 mm'ye ulaştığında, vajinal ultrasonda yolk kesesi çapı 16 mm'ye ulaştığında embriyo tamamen gözlemlenir hale gelir. Bu aşamada embriyo artık yolk kesesinde yalnızca bir kalınlaşma olarak görünmekten çıkar. Kese içerisinde ayrı bir doku olarak gözlemlenir hale gelir.
Eğer ilk üç ay ultrasonu yapılmazsa embriyonun varlığı hakkında kesin bilgiye sahip olmak imkansızdır. Boş kese varlığı anlamına gelen anembriyonik gebelik bu üç ayda tespit edilmelidir. Ayrıca bu durumu doğru bir şekilde teşhis etmek için birden fazla ultrason muayenesi yapılması gerekebilir.
Embriyonun gelişim durumu gebeliğin üç ayında yapılan ayrıntılı ultrasonda detaylı şekilde incelenebilmektedir. Yumurta döllendiği andan itibaren olağanüstü bir hızla gelişmeye başlar. Hamileliğin 6. ila 12. haftaları arasında organların oluşumu gözlemlenebilir hale gelir. Bu gelişimler yaklaşık olarak bu düzen içinde oluşur:
- 6-7. hafta civarında beyin keseciği belirgin hale gelir.
- 8. haftadan itibaren bebek, ultrasonda de görülebilecek ani hareketler yapmaya başlar ve ultrasonda izlenebilir duruma gelir.
- 9. haftaya gelindiğinde bebeğin kol ve bacaklarının hatları görünür hale gelerek fiziksel gelişiminin başlangıcını işaret eder. Bu aşamada kol ve bacaklar yalnızca tomurcuklar şeklinde ortaya çıkar.
- Hamileliğin 10. haftasına gelindiğinde bebeğin yüzü şekillenmeye, belirginleşmeye başlarken aynı zamanda yolk kesesi da kaybolur.
- 11. hafta, büyüyen bebeğe oksijen ve besin sağlayan plasenta oluşur.
- Nihayet 12. haftada, daha önce vücut dışında gelişen bağırsaklar artık karın boşluğuna yerleşir ve karın duvarı kapanarak gelişen organlara korumaya hazır hale gelir.
Kardiyak aktivite yani kalp atışları embriyodaki ilk yaşam belirtisidir. Embriyo boyu 5 mm ve üzerine ulaştığında, abdominal ultrason yüksek çözünürlüklü halde kullanıldığında embriyonun kalp yapısındaki hareketler gözlemlenebilir hale gelir. Bu genellikle hamileliğin 6. haftasında ortaya çıkar.
Vajinal ultrasonda embriyo 2-4 mm uzunluğuna geldiğinde kalp atışları izlenebilmektedir. Bu kadar erken bir aşamada kalp atımının olmamasının mutlaka anormal bir hamileliğe işaret etmektedir. Bu gibi durumlarda kalp atışını izlemek için yaklaşık 1 hafta sonra ultrason muayenesinin tekrarlanması önerilir. Altıncı haftadan itibaren kalp atışlarının var olması, gebeliğin ilk üç ayından sonra düşük yapma riskinin büyük olasılıkla azaldığının bir göstergesidir.
Gebelik kesesi 7. hafta itibariyle amniyon boşluğunu oluşturacak şekilde gelişir. Amniyon boşluğu embriyonun bebeğe evrilme sürecinde amniyon sıvısını içinde barındırır. Amniyon sıvısı ise embriyonun rahim içerisinde kurumasını önler, embriyoyu dışarıdan gelen fiziksel darbelere karşı korur ve ileri dönemlerde bebeğe hareket alanı sağlar.
Koryon, embriyoyu koruyan en dış zar tabakasıdır. Gebeliğin ilk aşamalarında amniyon zarı koryon boşluğu içerisinde bulunur ve ilerleyen süreçlerde bu iki doku birleşir.
Bu boşlukların gelişimi gebeliğin ilerleyiş süreci için oldukça önemlidir. Bebeğin aktif şekilde temas halinde bulunduğu dokular bunlar oldukları için gebeliğin ilk üç ay ultrasonunda dikkatle gözlemlenmesi gerekir.
Yumurtalıklarda yumurtlama meydana geldikten sonra corpus luteum adı verilen bir yapı ortaya çıkar. Bu doku, progesteron hormonunun üretimi ve salınımını sağlar. Ancak âdet kanamasının başlamasıyla corpus luteum yavaş yavaş yok olur.
Gebelik durumu oluştuğunda, corpus luteum olarak da bilinen sarı cisim varlığını sürdürür ve hamileliğin başlangıç aşaması boyunca gerekli hormonal desteği sağlamak üzere genişler.
Bazı durumlarda corpus luteumdaki olgunlaşma süreci bu bölgede kiste benzeyen bir yapının gelişmesine yol açabilir. Ancak bebek kendi hormonlarını üretmeye başladığında bu yapı ortadan kalkar.
Gebelik 5. haftadan itibaren ultrasonda gözlemlenebilir hale gelir.
Ultrason gebeliğin 5. haftasından itibaren her dönemde yapılabilir.
Bebeğin en geç 9. haftada ultrasonda görünür hale gelmesi beklenir.
Herhangi bir ön hazırlık gerekli değildir.