Normalde çocuğunu emziren annelerin çoğu, bir kısıtlama olmadan diledikleri besini almada özgürdür. Ancak Ne yediğiniz aslında çocuğunuzu besleme şeklinizi belirlemektedir. Çocuğunuzun anne sütünden tam şekilde verim alabilmesi için düzenli olarak bol miktarda taze meyve, sebze, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve yağsız protein içeren dengeli bir diyet yapmanız önerilir. Aynı zamanda sağlıklı bir diyet bol miktarda kalsiyum, demir, potasyum, A ve D vitaminleri içermelidir. Düzenli bir şekilde sağlıklı beslenmeniz hem sizin için hem de bebeğiniz için oldukça faydalı olacaktır.
Yazımızın devamında anne sütünün içeriği hakkında bilgi sahibi olup anne sütüne gaz yapan yiyecekleri keşfederek bu yiyecekleri tabağınıza almadan önce iki kez düşünmek isteyeceksiniz. Sonrasında bebekte gaz olmaması için anneler ne yemeli sorusunun cevabına ulaşarak bu tür yiyeceklere daha fazla yönelme fırsatı bulacaksınız.
Anne sütü, bebeğinizin aldığı ilk besin olduğundan anne sütünün yapısının suyla beraber, karbonhidrat, protein ve sağlıklı yağlar içermesini bekleyebilirsiniz. Aslında anne sütü beklediğinizden daha fazla besin kaynağı içermektedir.
Bunların arasında ilk olarak milyonlarca canlı hücre yer alır. Anne sütünde bağışıklık sistemini güçlendiren beyaz kan hücrelerinin yanı sıra organların gelişmesine ve iyileşmesine yardımcı olabilecek kök hücreler de bulunmaktadır.
Anne sütü, içerisinde bulunan 1000’den fazla protein ile bebeğinizin kemik gelişimine ve bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine yardımcı olur. Anne sütü proteininin tamamı amino asitlerden oluşur. Anne sütünde 20’den fazla amino asit çeşidi bulunur. Bu amino asitler arasında nükleotid adı verilen bileşen genellikle geceleri artar. Bilim insanları bu nükleotidlerin uykuyu tetiklediğini düşünmektedir.
Anne sütünde “prebiyotik” görevi görerek bebeğinizin bağırsağındaki iyi bakterileri besleyen “oligosakkarit” adı verilen 200'den fazla kompleks şeker çeşidi vardır. Ayrıca bu oligosakkaritler enfeksiyonların kan dolaşımına girmesini önler ve beyin iltihabı riskini azaltır.
Anne sütü, vücuttaki kimyasal reaksiyonları hızlandıran 40’tan fazla enzim çeşidi içerir. Bu enzimler bebeğinizin sindirim ve bağışıklık sistemine yardımcı olmanın yanı sıra demiri sindirebilmesini sağlama gibi görevlere sahiptir.
Anne sütünde bulunan ve bebeğinizin sağlıklı gelişimini destekleyen büyüme faktörleri, aynı zamanda bebeğinizin bağırsakları, kan damarları, sinir sistemi ve hormon bezleri de dahil olmak üzere vücudunun birçok bölümünü etkiler.
Büyüme faktörleriyle beraber anne sütünde bol miktarda hormon da bulunur. Hormonlar, bebeğinizin doku ve organlarının düzgün çalışmasını sağlamak adına kimyasal yollarla mesaj gönderirler. Bazıları bebeğinizin iştahını ve uyku düzenini düzenlemeye yardımcı olurken aynı zamanda çocuğunuzla aranızdaki duygusal bağı güçlendirir.
Tabii ki de anne sütü, bebeğinizin gelişimi açısında olmazsa olmaz vitamin ve mineralleri de içermektedir. Vitaminler ve mineraller, bebeğinizin kemik ve diş gelişimine yardımcı olmasının yanı sıra sağlıklı büyümesine ve organların düzgün bir şekilde çalışmasına da yardımcı olur.
Antikorlar, “immünoglobulinler” olarak da bilinir. Beş temel antikor türü vardır ve bunların hepsi anne sütünde bulunur. Antikorlar bakteri ve virüsleri etkisiz hale getirerek çcocuğunuzu hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korurlar.
Anne sütünde bulunan uzun zincirli yağ asitleri, bebeğinizin sinir sisteminin oluşumunda kilit rol oynamaktadır. Aynı zamanda bebeğinizin beyin ve göz gelişimine de katkı sağlar.
Son olarak anne sütü 1.400’den fazla mRNA çeşidi içerir. Ana rolü genlerin düzenlenmesi olan mRNA’lar aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra göğsünüzün yeniden şekillenmesine de yardımcı olur.
Neredeyse bütün bebekler gaz çıkarır. Çocuğunuzda gaz oluşumu genelde beslenme sırasında yutulan havadan kaynaklanmaktadır. Çocuğunuz biberondan ya da göğsünüzden beslenirken hava yutabilir. Beslenmenin yanı sıra bebeğinizin aşırı ağladığı durumlarda da hava kaçması yaşanabilmektedir. Bu durum da yine gaz oluşumuna sebebiyet verir. Bebeğiniz ağlamasını gaz sancısının mı yoksa başka bir sorunun mu tetiklediğini anlamak çoğu zaman zor bir durumdur. Her iki durumda da ağlayan bebeğinizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmanız ve onu sakinleştirmeniz önemlidir.
Bebeklerde gaz sancısı oluşumuna nadir de olsa kabız vakalarında da rastlanılmaktadır. Gaz sancısı çocuğunuzdaki sindirim sistemi ile ilgili bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Böyle bir durumdan şüpheleniyorsanız doktorunuzla görüşmenizde fayda vardır.
Çocuğunuzun sindirim sistemi henüz gelişmekte olduğundan sizin sindirim sisteminize kıyasla daha hassas yapıdadır. Bu nedenle çocuğunuz yetişkinlere kıyasla daha çok gaz çıkarma eğiliminde olur.
Bazen sindirim sisteminde bulunan bakteriler ve virüsler, gaz sancısı, kusma ve ishal gibi rahatsızlıklara da neden olabilmektedir.
Son olarak çocuğunuzu katı gıdalarla beslemeniz durumunda bebeğinizin yeni tattığı yiyecekler bebeklerde gaz problemine neden olabilmektedir.
Emzirme döneminde beslenme sırasında asla yememeniz gereken besinler diye bir kısıtlama yoktur. Bunun yerine uzmanlar bol besin alabileceğiniz sağlıklı beslenme diyetlerini önerirler. Böyle bir diyet hem sizin hem de çocuğunuz için en verimli beslenme olacaktır. Yine de, bazı besinleri alırken aşırıya kaçmamanızda fayda vardır. İşte anne sütüne gaz yapan besinler!
Balık, bebeklerde beyin gelişimi için önemli ancak diğer gıdalarda bulunması zor olan iki tür omega-3 yağ asiti içerir. Bu yağ asitleri arasında “dokosaheksaenoik” (DHA) ve “eikosapentaenoik” (EPA) adı verilen asitler yer alır. DHA ve EPA özellikle beyin, göz ve kalp sağlığı için önemlidir. Bunlar yağlı balık, kabuklu deniz hayvanları, balık yağı ve bazı alg türleri gibi deniz ürünlerinde bulunur.
Ancak bazı balık ve diğer deniz ürünleri, çocuğunuz için zehirli bir element olan yüksek miktarda cıva içermektedir. Yüksek düzeyde cıvaya maruz kalmak bebeğinizin merkezi sinir sistemine kalıcı şekilde zarar verebilir. Bundan dolayı bebeğinizin bilincinde, motor nöron becerilerinde, konuşma ve dil gelişiminde ve görsel-mekansal farkındalığında aksamalar ve bozulmalar gözlemeyebilirsiniz. Yüksek civa içeren balıklar, bebeğinizin bağırsak florasını olumsuz yönde etkiler. Bağırsak florası, sağlıklı bir sindirim sistemi için temel oluşturur. Bağırsak florasının bozulması, bebeğinizin bağırsaklarında hava kabarcıkları oluşmasına ve gaz sancısına yol açar.
Ayrıca yüksek civa içeren balıklar, bebeğinizin bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da bebeğin sindirim sistemindeki enfeksiyonlara karşı daha hassas hale gelmesine ve gaz sancısına sebep olur.
Yüksek cıva içeren balıklar arasında kocagöz orkinos, kral uskumru, atlantik kılıç balığı, turuncu imparator balığı, köpek balığı, kılıç balığı ve kiremit balığı yer alır.
Cıva zehirlenmesi riskini azaltmak için bebeğinizin balık yemesini azalttığınız durumda yeterli omega-3 alımını sağlamak için günde 225-340 gram aralığında cıva miktarı düşük olan balıkları çocuğunuza yedirebilirsiniz.
Kimyon ve fesleğen gibi bitkiler ve baharatların besinlerde kullanımı anne sütüne zararı yoktur. Ancak bazı bitkisel takviyeler ve çay çeşitlerine anne sütüne etkisi henüz tam olarak bilinmediğinden şüpheyle yaklaşmanızda fayda vardır. Ek olarak bitkisel takviyelerin tehlikeli ağır metallere enfekte olma ihtimali vardır.
Birçok anne süt üretimini arttırmak için bitkisel takviyeleri denese de bu takviyelerin zararlı mı yoksa faydalı mı olduğu henüz bilinmemektedir. Yapılan çoğu araştırmada bitkisel takviyelerin etkisiyle “plasebo” etkisini tetikleyen ilaçların etkisi arasında bir fark gözlenmemiştir. Sonuç olarak herhangi bir bitkisel takviye almadan evvel doktorunuzla görüşmenizde fayda vardır.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre anne sütüyle beslenen bebeğinizin, sağlığı adına alkolden uzak durmanız en güvenli limandır. Yine de miktarına ve ne zaman içtiğinize dikkat etmek koşuluyla nadiren de olsa alkol tüketebilirsiniz. Çocuğunuzun anne sütü yoluyla tükettiğiniz alkolden ne kadar etkileneceği ne zaman ve ne kadar alkol tükettiğinize göre değişmektedir. Tüketilen alkol anne sütünün içeriğini etkilemektedir. Alkol tükettikten sonra bebeğinizi emzirdiğinizde bu alkol bebeğinize geçer. Henüz bebeğinizin sindirim sistemi tam olarak gelişimini tamamlamadığından bu alkolü sindirmekte zorlanır ve sonrasında gaz sancısı yaşayabilir. Yapılan araştırmalarda en son tüketilen alkolün anne sütüne etkisinin 30 ila 60 dakika sonra tavan yaptığı gözlemlenmiştir. Ek olarak bir kere tüketilen alkol vücutta 2 ila 3 saat kalmaktadır. Bu nedenle ne kadar alkol tüketirseniz alkolün vücuttan atılma süresi de o kadar uzayacaktır. CDC alkolün günde sadece bir standart içkiyle sınırlandırılmasını ve bu içkiden sonra emzirmek için en az 2 saat beklenmesini önermektedir.
Bu standart içkiler arasında 355 ml bira, 125 ml şarap ve 45 ml ağır alkollü ürünler yer alır. Yüksek miktarda alkol tüketimi anne sütü üretme miktarını %20 oranında düşürmektedir. Emzirme döneminde aşırı alkol kullanımı, çocuğunuzda uyku düzenin bozulmasına, psikomotor becerilerinin aksamasına ve hatta yaşamın ilerleyen dönemlerinde bilişsel rahatsızlıklara yol açabilmektedir.
Kahve, gazlı içecekler, çay ve çikolata kafein içerdiği bilinen yaygın ürünlerdir. Bu ürünleri tükettiğinizde kafein anne sütünüzün içeriğini etkiler. Çocuğunuzun midesi yetişkinlere kıyasla hassas olduğundan kafeini sindirmede zorlanır. Zaman içinde yüksek miktarda aldığınız kafein, bebeğinizin sindirim sistemini etkileyerek gaz sancısına neden olur. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre günde 300 mg’dan fazla kafein tüketmemelisiniz. Bu da iki veya 3 fincan kahveye eşdeğerdir.
Enerji içecekleri genellikle yüksek miktarda kafeinin yanı sıra ilave vitaminler ve bitkiler içerdiğinden, doktorunuza danışmadıkça bu ürünlerden uzak durmanızda fayda vardır.
Emzirmenin artan besin ihtiyacını karşılamak için sağlıklı ve dengeli beslenmeniz son derece önemlidir. Yüksek oranda işlenmiş gıdalar genellikle kalori, sağlıksız yağ ve ilave şeker bakımından yüksek, lif, vitamin ve mineral bakımından düşük olduğundan, gaz sancısını önlemek bu ürünlerin alımının mümkün olduğunca sınırlandırılması önerilir. İlk araştırmalar, bir annenin emzirirken uyguladığı diyetin, çocuğunun yaşamının ilerleyen dönemlerindeki beslenmesini etkileyebileceğini de göstermiştir. Özellikle hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, bebeklerin anne sütü yoluyla maruz kaldıkları besinlerin, büyüdüklerinde yemek tercihlerini etkileyebileceğini ortaya koymuştur. Çocuğunuzun yağlı ve şekerli gıdalara sıkça maruz kalmasının, ileriki yaşlarında sağlıksız beslenme eğilimine olmaya ve obeziteye yol açabileceği söylenmektedir.
Yiyecek ve içeceklerin aromaları anne sütüne geçtiğinden, bazı anneler soğan, sarımsak veya baharat gibi besinlerin bebeklerde gaz sancısına veya yedikten sonra huysuzlanmasına neden olduğunu fark eder.
Soğan, sarımsak veya baharat gibi gıdalardan tamamen uzak durmaya gerek olmasa da, çocuğunuzda devamlı bir gaz sancısı gözlemleyebilirsiniz. Bu tür durumlarda diyetisyeninizle veya çocuk doktorunuzla belirli yiyecekleri veya baharatları diyetinizden çıkarma konusunda konuşmanız önemlidir.
Emzirme döneminde kaçınılması gerekebilecek anne sütünden bebeğe geçen besinler arasında inek sütü ve soya ürünleri yer almaktadır. Anne sütüyle beslenen bebeklerin yaklaşık %0,5 ila %2'sinin anne sütünden gelen inek sütü proteinine, %0,25'inin ise soya proteinine alerjisi olabilir. Çocuk doktorunuz bebeğinizin süt veya soya alerjisi olabileceğinden şüpheleniyorsa, emzirmeye devam etmeniz durumunda 2-4 hafta boyunca tüm inek sütü proteinini veya soya proteinini diyetinizden çıkarmanız önerilir.
Emziren annelerin gaz sancısı yaşamamak için dikkat etmeleri gereken bazı besinler vardır. Ancak her emziren annenin sindirim sistemi farklı olduğundan, bu önerilere uymak kişisel tercihlere ve deneyimlere bağlıdır.
Çocuğunuzun süt proteinine karşı alerjisi varsa emzirmeden sonra rahatsızlık yaşayabilir. Bu durumda çocuğunuzda gaz, kusma, kabızlık, ishal, burun akıntısı veya egzama gibi belirtiler gözlemleyebilirsiniz. 15 gün kadar süt ve süt ürünü tüketmeyerek bebeğinizin durumunda iyileşme olup olmadığını inceleyebilirsiniz.
Çay, kahve, kola, çikolata ve kakao gibi kafein içeren besinler çocuğunuzda uykusuzluk, huzursuzluk ve kalp ritminde düzensizliğe neden olabilir. Çocuğunuzun sağlığı için bu besinleri minimum miktarda tüketmeli veya tamamen bırakmalısınız.
Tadı ve kokusu yoğun olan sarımsak, soğan ve çeşitli baharatlı besinler anne sütüne geçerek sütün tadında değişime neden olur. Bazı bebekler bu tada alışkın olabilirken, bazıları ise bu tattan hoşlanmayabilir. Çocuğunuzda gaz sancısını önlemek adına bu besinleri az miktarda, pişmiş olarak ve bebeğin tepkisine göre tüketmenizde fayda vardır.
Fasulye, nohut, mercimek, bezelye gibi bakliyatlar rafinoz adlı bir şeker içerir. Bu şeker sindirim sırasında çocuğunuzda gaz oluşumuna neden olabilir. Bu besinleri dikkatli bir şekilde tüketmeli veya gaz yapıcı etkisini azaltmak için pişirme yöntemlerine dikkat etmelisiniz.
Beyaz lahana, bürüksel lahanası, karnabahar gibi sebzeler sülfür bileşenleri ve rafinoz içerir. Bu maddeler çocuğunuzda gaz ve şişkinlik yapabilir. Yine çocuğunuzda gaz sancısı riskini azaltmak için bu sebzeleri haşlayarak veya az miktarda tüketerek tüketebilirsiniz.
Proteinli yiyecekleri günde 2-3 kez tüketin. Et, kümes hayvanları, balık, yumurta, fasulye, fındık ve tohumlar gibi protein kaynakları anne sütünün kalitesini artırır. Günde üç porsiyon sebze yiyin. Özellikle koyu yeşil ve sarı sebzeler bebeğinizin vitamin ve mineral ihtiyacını karşılar. Günde iki porsiyon meyve yiyin. Ancak portakal, mandalina, greyfurt, armut, şeftali, erik, ananas gibi meyvelerin tüketiminin kararında olması gerekir. Aşırı tüketimi bebeğinizde gaz sancısına neden olacaktır.
Lahana, karnabahar, brokoli, bürüksel lahanası gibi gaz yapıcı sebzeleri aşırı tüketmekten kaçının. Soğan ve sarımsak sindirimi zorlaştırabilir ve gaz oluşumuna neden olabilir. Mercimek, nohut, fasulye gibi baklagiller de sindirimi zorlaştırabilir ve gaz yapabilir. Aşırı kafein tüketimi ve gazlı içecekler (kola, gazoz gibi) gaz oluşumunu artırabilir. Şekerli atıştırmalıklar, işlenmiş gıdalar ve beyaz unlu ürünler sindirimi zorlaştırabilir. Bazı emziren anneler laktoza tolerans gösteremeyebilir, bu nedenle süt ve süt ürünlerini aşırı tüketmekten kaçınılmalıdır.
Çok fazla kafein tüketimi (kahve, çay, çikolata) bebekte uykusuzluğa ve huzursuzluğa neden olabilir. Çocuğunuzda laktoz intoleransı veya süt proteini alerjisi varsa, anne sütündeki süt ve süt ürünleri tüketimi sorunlara yol açabilir. Soğan ve sarımsak gibi yiyeceklerin sindirimi çocuğunuzda rahatsızlık yaratabilir. Lahana, karnabahar, brokoli gibi gaz yapıcı sebzeler çocuğunuzda gaz oluşumunu artırabilir. Çocuğunuzun sindirim sistemi henüz gelişmekte olduğu için, aşırı lifli yiyecekler sindirim sorunlarına neden olabilir.
Çilek, kavun, kiraz, üzüm, yaban mersini, avokado, kivi gibi meyveler anne sütüne gaz yapmayan meyvelerdendir. Bu meyveler bebeğin vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamak için de faydalıdır. Muz da emziren anneler için iyi bir meyve seçeneğidir. Muz hem lif hem de potasyum açısından zengindir ve sindirim sistemi için yararlıdır. Ancak muzun aşırı tüketimi bebeğinizde kabızlığa neden olabilir, bu yüzden dikkatli olunmalıdır.