Doğum Sonrası Kaygı Bozukluğu ve Depresyon ile Başa Çıkmak

Doğum Sonrası Kaygı Bozukluğu ve Depresyon ile Başa Çıkmak

Pek çok anne hamileliğin heyecanlı bekleyişi sonunda beklenmedik şekilde üzüntü ve kaygıyla karşılaşmaktadır. Doğum sonrası kaygı bozukluğu, gebelik dönemi bitiminde çoğu annenin yaşadığı ancak hakkında konuşulmayan bir konudur. Gebelik ve doğum dönemler annenin vücudunda oldukça fazla hormonal değişim yaratır. Doğum sonrası kaygı bozuklukları bu değişimler arkasında göz ardı edilebilir.

Birçok yeni anne gibi siz de hamilelik sonrası beklenmedik mutsuzluk, kaygı ve depresyon duyguları yaşayabilirsiniz. Bu içeriğimizde doğum sonrası kaygı bozukluğunun sebepleri ve çözümleriyle ilgili ihtiyaç duyduğunuz bilgileri derledik.

Doğum Sonrası Annelerin Yaşadığı Kaygılar

Bir zihinsel bozukluk olan kaygı; endişeli düşünceler, gergin duygular ve yüksek kan basıncı gibi fiziksel belirtilerle karşımıza çıkar. Doğum sonrası kaygı, doğum sonrası dönemde yaşanan aşırı miktardaki kaygı ile karakterizedir. Bu kaygının aşırı yoğun olması kişinin günlük görevlerini yerine getirmesini engelleyebilir.

Anksiyete bozuklukları, 6 ay veya daha uzun süren uzun süreli yoğun anksiyete ataklarıyla sonuçlanır. Ancak bazı araştırmacılar, en az bir ay boyunca bu belirtileri yaşayan bireylerin doğum sonrası kaygı sorunu yaşıyor olabileceğini kabul etmektedir.

Hamilelik ve doğum, sağlığı iyi olan kadınlar için bile fiziksel ve duygusal olarak yıpratıcı olabilir. Ebeveyn olarak bebeğe bakmak, onun güvenliğini sağlamak, onunla iletişim kurmak, yeni rollere ve beklentilere uyum sağlamak, aile duyarlılığını geliştirmek ve bebekle ilgili her türlü konuyu ele almak önemlidir. Bu nedenle hamilelik ve anneliğe geçiş zorlu bir dönem olarak görülebilir. Anne olma sorumluluğu ve bu rolü yerine getirme endişesi kadının iç huzurunu bozabilir.Doğum Sonrası Annelerin Yaşadığı Kaygılar

Doğum Sonrası Kaygısının Sebepleri

Gebelik ve doğum sonrası dönem annenin psikolojik, sosyal ve fizyolojik açıdan değişime uğradığı dönemlerdir. Bu süreç sonucunda annenin duygularında dalgalanmalar yaşanabilir. Bazı yeni annelerin uzun bir süre boyunca doğum sonrası kaygı yaşaması yaygındır; bu genellikle 10 gün ile 2 hafta arasında sürer ve doğal olarak sona erer. Ancak bu duyguların devam etmesi, hatta yoğunlaşması da mümkündür.

Doğum sonrası kaygı ve depresyon genellikle bebeğe bakma gibi psikolojik streslerin yanı sıra doğumdan sonra hormonal değişikliklerin etkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yoğun kaygıya birçok faktör neden olabilir ve bu nedenlerin birleşimi, annenin bebeğine bakarken zihinsel durumu üzerinde zararlı bir etkiye sahip olabilir ve bu da doğum sonrası depresyona yol açabilir.

Toplumun baskısı ve ailenin annelik beklentisi, yeni anne olanlarda duygusal baskıya yol açan nedenlerden biridir. Annelerin rolüne ilişkin kültürel inançlar, doğum sonrası psikolojik gerginlik ve baskıyı yüksek derecelere çıkartır. Sonuç olarak anneler doğum yaptıktan sonra sinirlilik, gelecekle ilgili kaygı, odaklanma güçlüğü, enerji azalması, iştah azalması, uyku sorunları, huzursuzluk ve artan tepkisellik gibi belirtilerle karşılaşabilirler.

Doğum Sonrası Kaygı Belirtileri

Birçok anne doğum sonrası depresyonu duymuş olsa da doğumdan sonra ortaya çıkabilen başka psikolojik rahatsızlıklar da vardır. Bunlardan biri de doğum sonrası kaygıdır.

Annelerin yaklaşık %6-30'u doğum sonrası kaygı bozukluğundan etkilenmektedir. Bir tehdit algıladığımızda karşılaştığımız duygu olan kaygı, bu bozukluğun temelinde yer alır. Ancak kaygı bozukluğunda bu tehdit duygusu gerçek bir tehlike tarafından tetiklenmez; bunun yerine, net belirtilerin yokluğunda bile olumsuz bir şeyin ortaya çıkabileceği endişesi vardır.

Doğum sonrası kaygı genellikle bebekle ilgili endişeler etrafında yoğunlaşır. Doğum, psikolojik bozukluklar için önemli bir tetikleyicidir ve çocukla ilgili önceden var olan obsesif düşünceleri veya fikirleri veya temizlik takıntısı gibi ayrı takıntıları şiddetlendirebilir. Hamilelik ve doğum sonrası dönemde kilo ve vücut görünümüne ilişkin aşırı değer verilen düşünceler de ortaya çıkabilir. Bu, iştahın azalması nedeniyle kilo kaybı veya iştahın artması nedeniyle kilo alımı olarak ortaya çıkabilir. Her iki durumda da bu değişiklikleri not etmek önemlidir. 

Huzursuzluk, bazı annelerin yaşayabileceği başka bir semptomdur. Bu huzursuzluk hissini hafifletmek için hareket etme ihtiyacı hissedebilirler. Bazı anneler, tüm delillerin aksini göstermesine rağmen, kötü bir şey olacağı hissine kapılabilirler. Bu korku hissi ortaya çıkabilir. 

Yeni doğmuş bir bebeğe bakmanın neden olduğu tipik uykusuzluğun yanı sıra, hiçbir engel olmasa bile uyumakta zorluk çekilen bir uyku bozukluğu da olabilir. Hem uykusuzluk hem de aşırı uykululuk, uyku bozukluğu tamını içerisinde karşımıza çıkar. Aşırı unutkanlık da ortaya çıkan semptomların arasında yaygın olanlardan biridir. Bu, hamilelik sırasındaki hormonal değişikliklere ve uykusuzluğun artmasına bağlanabilir. Anksiyetenin fiziksel belirtileri vücutta gerginlik ve ağrıya karşı artan hassasiyeti de içerebilir. 

Kaygı çeşitli fiziksel, zihinsel ve duygusal semptomlara yol açabilir. Sürekli endişeli hissetmek, bebeğinizin sağlığı gibi konularda aşırı endişe duymayı içerebileceği gibi, bebeğinizi taşırken düşürmek gibi yersiz korkuları da içerebilir. Bu bebeği düşürme korkusu gibi endişe verici düşüncelere, "müdahaleci" düşünceler, yani istenmeyen ve tekrarlayan düşünceler denir. Bebeğinizin aslında kollarınızdayken düşeceğine inanmanın mantıklı bir nedeni yoktur; bu sadece müdahaleci düşüncenin bir örneğidir.Doğum Sonrası Kaygı Belirtileri

Doğum Sonrası Kaygı Tedavisi

Doğum sonrası kaygıya yönelik tedavi seçenekleri genellikle diğer kaygı bozuklukları türleri için kullanılanlara benzer. Yaygın tedaviler şunları içerir: Bilimsel davranışçı tedavi ile psikolojik destek, aromaterapi, yoga, meditasyon, ilaçlar.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), düşünceleri değiştirmeye ve duyguları olumlu yöne çekmeye odaklı ve kısa vadeli bir psikoterapi yaklaşımıdır. Şimdiki ana odaklanır ve danışanın terapiye ilk başvurduğu andaki sorunlarını ele alarak başlar. Başlangıçta BDT kişinin geçmişindeki bir olaya veya sürece dayanır. Amacı, kişinin mevcut zorluklarının bu kalıpları sürdürmenin bir sonucu olması nedeniyle, bu deneyimlerden kaynaklanan mantıksız düşünceleri, uygunsuz duyguları ve davranışları değiştirmektir. 

Bu terapi, sıkıntıya neden olan bilişsel çarpıtmaların belirlenmesine yardımcı olur ve bu çarpıklıkları güçlendiren davranışları düzeltmeye yönelik çalışır. Amaç, danışanın tüm bilişsel çarpıklıklarını değiştirmek değil, soruna neden olan çarpıtmaları ele almaktır. Bu düşüncelerin yeniden değerlendirilmesi ve gerçekçi bir şekilde değiştirilmesiyle duygu ve davranışlarda iyileşmeler sağlanır. Ancak kalıcı iyileştirmeler danışanın sorunlu temel inançlarının değiştirilmesine bağlıdır.

Stres Azaltma Yöntemleri

Yoga, meditasyon, doğa yürüyüşleri, spor, hobiler gibi aktivitelere katılmak, arkadaşlarla vakit geçirmek gibi stresi azaltmanın çeşitli yolları vardır. Bu aktivitelere ve daha fazlasına katılmak stresi etkili bir şekilde azaltacaktır. Düzenli meditasyon yapmak, zihinsel refahı artırma ve stres seviyelerini azaltma potansiyeline sahiptir. Meditasyon, kendinize odaklanmanızı ve içinde bulunduğunuz anın değerini tam olarak anlamanızı sağlayarak, stresli düşüncelerden kurtulmanızı ve daha sakin ve dingin bir ruh haline kavuşmanızı sağlar. Benzer şekilde, egzersiz yapmak vücutta biriken negatif enerjiyi ortadan kaldırmaya yardımcı olarak zihni rahatlatmaya yardımcı olur. Ayrıca spor yapmak güçlü bir özgüven duygusu geliştirerek stresi yönetmeyi ve daha olumlu bir ruh haline ulaşmayı kolaylaştırır. 

Aromaterapi

Sakinleştirici veya yatıştırıcı esansiyel yağların, özellikle de lavanta veya acı portakalın kullanılması, stres ve kaygının azaltılmasına veya kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Ancak emziren annelerin bu yağları kullanırken dikkat etmesi gerekir. Annenin vücuduna deri aracılığıyla emilen yağlar süte de geçebilir.

Antidepresanlar

Seçici serotonin ve noradrenalin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'ler) gibi duygudurum dengeleyici beyin kimyasallarının düzeylerini yükselten ilaçlara antidepresan adı verilir. Bunlar vücut içerisinde mutluluk gibi olumlu duyguları düzenleyen hormonlardır. 

Anksiyete İlaçları

Anksiyeteyi hafifletmede etkili olan benzodiazepinler gibi ilaçlar kaygı bozuklukları tedavisinde kullanılır. Çoğu antidepresan ve antianksiyete ilaçları, potansiyel yan etkilerinin yanı sıra anne sütüne geçme ve emzirilen bebeğe zarar verme riski nedeniyle, yalnızca orta ila şiddetli doğum sonrası anksiyete vakaları için reçete edilir. Bu ilaçların kullanımının bir doktor kontrolü altında gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Doğum Sonrası Kaygı Tedavisi

Doğum Sonrası Kaygıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Doğum sonrası aşırı kaygıya hormonal değişiklikler, günlük rutininizdeki değişiklikler ve artan sorumluluklar neden olabilir. Bu duygu ve düşünceleri hafifletmek için hayatınızda bazı değişiklikler yapabilirsiniz. Davranışlarınızı ve düşüncelerinizi değiştirmek, daha iyi bir ruh hali ile sonuçlanabilir.

Bebekle Vakit Geçirmek

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu, anne ile yenidoğan arasında bir kopukluk hissi yaratabilir. Kaygı artışını azaltmak için bebekle ten tene temas gibi anlamlı etkileşimlerde bulunulması tavsiye edilir. Bu samimi bağlanma şekli, anne ile çocuğu arasında güçlü ve sağlıklı bir bağın beslenmesinde çok önemli bir rol oynayabilir, böylece doğum sonrası anksiyete bozukluğu nedeniyle ortaya çıkabilecek her türlü kopukluk veya rahatsızlık hissini hafifletebilir.

Profesyonel Yardım Almak

Profesyonel yardımın tercih edildiği tedavi süreci; içeriği ne olursa olsun düzenli takip edilmelidir. Randevularınıza ve tedavi planınıza bağlı kalmanız çok önemlidir. Psikiyatristiniz video ziyaretleri ve sınırsız mesajlaşma yoluyla süreç boyunca size yardımcı olmak için orada olacaktır. Ek olarak duygularınızı izleme ve öz değerlendirme yapma olanağına da sahip olmak kendi duygusal sürecinizi gözlemleyebilmek açısından çok faydalıdır.

Yeterince Dinlenmek

Dinlenmeye vakit ayırmak sadece stresi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda beyindeki mutluluk hormonlarının salgılanmasını da sağlar. Vücudun dinlenmesi için en uygun zaman olan uyku, vücudun dinlenmesine, kas ve eklemlerin yenilenmesine yardımcı olur. Dinlenme, metabolizmanın düzenlenmesine yardımcı olur ve fiziksel durumunuzun iyileşmesini sağlar.

Eksik Vitamin ve Mineralleri Tamamlamak

Güneş ışığı ve D vitamini almanın hem psikolojik hem de fizyolojik sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Güneş ışığının tadını çıkarmak için biraz zaman ayırdığınızdan emin olun. Güneş altında yürüyüş yapmak, bahçede vakit geçirmek ya da bebeğinizi bebek arabasıyla yürüyüşe çıkarmak faydalı olabilir. 

Bazı besin ögelerinin yetersiz miktarda alınması psikolojik durumu etkiler. Bu sebeple doğum sonrası dönemde doğru beslenmeyi benimsemek için bir diyetisyenle görüşmeniz kaygı düzeyini düşünmek için faydalı olabilir. 

Hobilere Vakit Ayırmak

Kişisel zamana öncelik vermeyi ihmal eden bir anne, annelik rolünde gerçek mutluluğu elde edemez. Annelerin kendilerine özel anlar yaratması çok önemlidir. Bunu yapmanın etkili bir yolu da bebeği güvenilir birine emanet etmek ile mümkün olabilir. Anneler bu sayede kendi refahlarını güvence altına alabilir ve sonuçta annelik yolculuklarında daha tatminkâr hale getirebilirler.

Sevdiklerinizden Destek Almak

Doğum sonrası dönem; annelerin, bebeklerinin bakımı ve aile ilişkilerini sürdürebilmeleri için sosyal desteğe ihtiyaç duydukları bir dönemdir. Sevilenlerin desteği, annenin kaygı ve stres seviyesini azaltmada önemli rol oynar. Kaygı seviyesi azalan annenin bebeğiyle bağ kurması da kolaylaşır.Doğum Sonrası Kaygıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Doğum Sonrası Kaygı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Doğumdan Sonra Psikoloji Ne Zaman Düzelir?

Doğum sonrası psikolojinin normale dönmesi için geçmesi süre ortalama iki haftadır.

Lohusa Anksiyetesi Nedir? 

Lohusa anksiyetesi, doğum sonrası oluşan psikolojik huzursuzluğun iki hafta sonunda geçmemesi ile tanımlanan durumdur.

Doğumdan Sonra Depresyon Ne Kadar Sürer?

Doğum sonrası olumsuz ruh halinin yaklaşık 2 hafta sürmesi beklenir.

Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Doğum sonrası depresyon belirtileri arasında bebekle bağ kurmada zorluk yaşamak, iştahsızlık veya fazla yeme, uykusuzluk veya çok uyuma, sürekli mutsuzluk ve huzursuzluk bulunur.