Her anne adayının amacı, bebeğinin sağlıklı ve güvenli bir şekilde dünyaya gelmesidir. Eğer bu, bir sezaryen doğumla olacaksa, ortaya çıkan kesik izi hayatın bir mucizesini temsil eder. Doğum yapmak harika bir başarıdır ve bir sezaryen izi, bir çocuğu dünyaya getirmek için yaşadıklarınızın güzel bir hatırlatıcısı olabilir. Bununla beraber, yaranın iyi iyileşmesi ve izin minimize edilmesini sağlamak için elinizden gelen her şeyi yapmak istemeniz doğaldır. Sezaryen dikiş türleri, sezaryen dikişlerinin açılması belirtileri, sezaryen dikiş bakımı, sezaryen dikiş kanaması gibi konulardan bahsettiğimiz bu yazımızda “sezaryen kesik izinin iyileşmesi ne kadar sürer?” “sezaryen kesik izi nasıl temizlenir?” “sezaryen dikiş izi geçer mi?” ve daha birçok sorunuzu cevapladık. Hazırsanız başlayalım!
Sezaryen doğum, bir bebeğin annenin karın duvarı ve rahim duvarına yapılan bir kesikle doğurtulduğu cerrahi bir prosedürdür. Bebeğin normal (vajinal) doğumla dünyaya gelmesini engelleyen sorunlar olduğunda bebeğin sezaryen doğumla doğurtulması gerekecektir. Sezaryen doğum, vajinal doğumun riskli olduğuna dair işaretler varsa planlanabilir veya doğum sırasında sorunlar oluşursa acil olarak yapılabilir. Hamilelik veya doğumla ilgili ciddi sorunlarınız yoksa, bebeğinizin dünyaya gelmesi için genellikle en güvenli yol vajinal doğumdur. Annelerin büyük bir çoğunluğu vajinal yani normal doğum yapar. Her 3 doğumdan yaklaşık 2'si normal doğumdur. Sezaryen ameliyatlarında önce rahim, sonrasında fasya (bağ doku katmanı), cilt altı ve cilt üstü dikilerek yeniden birleştirilir. Özellikle cilt üstündeki dikişler, estetik kaygıların yanında enfeksiyon ve açılma riski içerdiği için dikkat edilmesi gereken dikişlerdir.
Sezaryen doğum, planlanmış bir prosedür olarak önerilebilir veya vajinal doğumun çok riskli olduğu durumlarda acil olarak gerçekleştirilebilir. Planlanmış sezaryenler genellikle hamileliğin 39. haftasından itibaren yapılır. Sezaryen doğumun gerçekleştirilmesi için birçok farklı sebep olabilir. Sezaryen doğumun yapıldığı durumlar şunlardır:
1. Bebeğin makat pozisyonunda (ayakları önde) yerleşmiş ve doktor müdahalesi ile döndürülemiyor olması,
2. Rahim girişinin plasenta tarafından engelleniyor olması yani düşük yerleşen plasenta (plasenta previa) olması,
3. Yüksek kan basıncı (pre-eklampsi),
4. İlerlemeyen doğum veya aşırı vajinal kanama,
5. Belirli enfeksiyonlar(örneğin gebeliğin ilerleyen dönemlerinde meydana gelen ilk genital herpes enfeksiyonu veya tedavi edilmemiş HIV gibi),
6. Daha önce sezaryen doğum geçirilmiş olması,
7. Bebeğin yatay bir pozisyonda (transvers) ve doktor tarafından döndürülemiyor olması,
8. İkiz gebelik yaşanıyor ve ilk bebeğin makat pozisyonunda (ayakları önde) yerleşmiş olması,
9. Üç veya daha fazla bebek beklenen durumlar,
Ancak bu durumlarda, tüm kadınların sezaryen doğum yapması veya yapması gerekmeyebilir.
Sezaryen doğumdan sonra kesilen dokuları kapatmak için farklı türlerde sezaryen dikişi yöntemleri uygulanır. Bu dikişler genellikle karının alt bölgesine yatay olacak şekilde yapılır. Çok nadiren bazı durumlarda karından aşağıya doğru dikey bir kesik atılır. Her iki yöntemde de benzer dikiş türleri kullanılır.
İlk yöntem, cilt altına uygulanan estetik sezaryen dikişidir. Bu dikiş, tıp literatüründe subkutikuler sütur olarak adlandırılır ve cilt altından yapıldığı için dışarıdan gözle görmek mümkün değildir. Estetik dikişte kendi kendine eriyebilme özelliğine sahip dikiş malzemeleri kullanılır. Dikiş tek tek değil, devam eden bir çizgi olarak görülecek şekilde atılır. Kendiliğinden eriyebilen dikişler kullanılır. İz bırakmadan iyileşir. Günümüzde en çok kullanılan dikiş yöntemidir. Gizli dikiş olarak da bilinen yöntemde dikiş, cilt altına uygulanır ve dışarıdan görünmez. Bu sayede, diğer dikiş türlerine göre sezaryen ameliyattan sonra daha az iz bırakır. Kendiliğinden eriyen materyaller ile dikiş atıldığından dolayı dikişleri aldırmak için doktora gidilmesine gerek kalmaz. Ayrıca estetik dikiş, halk arasında lazerle dikiş şeklinde yer etse de estetik dikişlerde lazer kullanılmaz.
İkinci yöntem, tel zımba (staple) dikişidir. Kulağa korkutucu gelen bu yöntem aslında sanıldığı kadar sancılı bir dikiş türü değildir. Cilt üzerine uygulanan bu dikiş türünde, tel zımba gibi tek tek yerleştirilen dikişlerle yara bölgeleri birbirine yakınlaştırılarak dikilir. Genellikle ameliyattan bir hafta sonra bu dikişler alınır. Bu süreç basit ve ağrısızdır.
Diğer bir yöntem olan iplik sezaryen dikişi cilt üzerine uygulanır. Klasik bir yöntemdir ve yıllardır kullanılır. Bu dikiş, estetik dikiş gibi kendi kendine eriyen materyalden yapılmaz. Bu nedenle, doğumdan bir hafta ile 10 gün arası bir sürede alınması gerekir.
Yapıştırıcı bant (strip) dikişi, strip adı verilen şeffaf ve ince bir bantın ameliyat yerinin üzerine yerleştirilmesidir. Yara kenarları karşı karşıya getirilerek yakınlaştırılır. Bu yöntem genellikle gerilimi fazla olmayan yaralarda kullanılır.
Cildin en üst epitel tabakasının oluşması çoğunlukla 1 ile 2 gün arasında gerçekleştiği için genelde ameliyat gerçekleştikten sonra 2 veya 3 gün sonra annenin duş almaya başlamasına izin verilir. Doktorun koruyucu bant gibi aparatları önerdiği durumlarda doktorun tavsiyesine göre daha erken banyo yapılabilir. Yarayı oluşturan cilt dokularının karşı karşıya gelip birbirlerine kaynaşması ortalama 7 gün ile 10 gün arasında gerçekleşir.
Başlangıçta iyileşme süreci çok hızlı ilerlese de sonrasında zamanla yavaşlar. Sezaryen kesik izinin iyileşme süresi kişiden kişiye değişir. İyileşme sürecinde beslenme şekline ve yaranın enfeksiyon kapmaması için temiz tutulmasına dikkat edilmelidir.
Günümüzde sezaryen doğum sürecinde artık çoğunlukla daha az iz bırakması ve doğumdan sonra dikişlerin alınmasını gerektirmemesi gibi sebeplerle estetik dikişler tercih edilmektedir. Bu dikişler kendiliğinden eriyerek ortalama 1 haftada kaybolmaktadır. Normal dikişin uygulandığı durumlarda sezaryen dikişlerin alınması için 1 hafta ile 10 gün sonra yeniden hastaneye gidilmesi gerekir. Ancak hastanın durumuna göre bu süre değişkenlik gösterebilir.
Sezaryen doğum sonrasında cilt dikişinin açılması veya patlaması çok rastlanan bir durum değildir. Bu durumdan genellikle hastanın operasyon sonrasında hijyen açısından almış olduğu önemler, dikiş yöntemi gibi birçok etkenin rolü bulunur. Dikişlerin açılması durumunda, genellikle gerekli bölgeye pansuman yapılarak kendi kendine kapanması beklenir. Ancak nadiren de olsa, açılan alanın büyük olması halinde, o bölgeye yeniden birkaç dikiş atılmasına ihtiyaç duyulabilir. Cilt kesisi uygulanan alanda yaranın kenarları bitişik görünmüyorsa ve aradan cilt altı sarı doku kendini gösteriyorsa hatta sıvı geliyorsa açılma olduğu anlaşılır.
Sezaryen doğum, güvenli bir prosedür olsa da önemli bir ameliyattır. Bu nedenle kesik bölgeye doğru bir şekilde bakım yapılması, yaralanma ve enfeksiyonun önlemesi açısından önemlidir.
Kesik bölge günlük olarak temizlenmelidir. Bir süre boyunca bu bölge hassas olabilir ancak yine de bölge temiz tutulmalıdır. Duş alırken su ve sabunun kesik üzerinden akmasına izin verilmeli veya yumuşak bir bezle kesik bölgesi nazikçe yıkanmalı ancak ovuşturulmamalıdır. Ardından, duş sonrasında nazikçe bir havluyla kurulanmalıdır.
Sezaryen sonrasında mutlaka bol kıyafetler giyilmelidir. Dar kıyafetler kesik bölgeyi tahriş edebilir. Bu nedenle dar kıyafetler tercih edilmemeli ve pijamalar, oversize gömlekler, spor pantolonları gibi bol kıyafetler seçilmelidir. Bol kıyafetler aynı zamanda kesik bölgenin hava almasını sağlar, bu da iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur.
Sezaryen sonrasında egzersiz yapılmamalıdır. Bebek kilolarından kurtulmaya hazır olunabilir ancak egzersiz yapmak için doktorun izni beklenmelidir. Erken dönemde fazla hareket, kesik bölgenin tekrar açılmasına neden olabilir. Özellikle eğilirken veya nesneleri kaldırırken dikkatli olunmalıdır.
Tüm doktor randevularına mutlaka katılınmalıdır. Sezaryen doğumdan sonra birkaç hafta içinde takip randevuları olur, böylece doktor iyileşme sürecini izleyebilir. Bu randevulara katılmak önemlidir. Bu şekilde, doktor komplikasyonları erken tespit edebilir.
Karın bölgesine ısı uygulanabilir. Isı terapisi, sezaryen doğumdan sonra ağrıyı ve hassasiyeti hafifletmede yardımcıdır. Bunun için ısı pedi karın bölgesine 15 dakikalık aralıklarla uygulanır.
Öncelikle neredeyse her dikişte iyi ya da kötü mutlaka bir iz kaldığı unutulmamalıdır. Sezaryen operasyon sonrası yara bakımı çok önemlidir çünkü yara bakımı ne kadar dikkatli yapılırsa doku o kadar sağlıklı iyileşmekte ve daha az iz oluşturmaktadır.
Yara bakımı için alınan fiziksel önlemler dışında beslenme, uyku gibi diğer faktörlere de dikkat edilmesi gereklidir.
Dikiş yöntemi olarak günümüzde sıklıkla kullanılan ve ‘’estetik dikiş’’ olarak adlandırılan subkutiküler dikişin kullanılması daha az iz oluşumuna katkı sağlar.
Eğer kendiliğinden iyileşmeyen yani alınması gereken dikiş kullanıldıysa dikişleri 7-10 günden uzun tutmak iz oluşumunu artıracaktır.
Sezaryen yara iyileşmesinin büyük ölçüde sağlandığı 7. günden sonra doktora danışarak iz oluşumunu azaltan kremler kullanılabilir. Bu kremler günde 2-4 kez masaj yapılarak uygulanmaktadır.
Bazı cilt tiplerinde maalesef tüm yaralar daha belirgin bir iz bırakarak iyileştiğinden bu durumlarda iz oluşması kaçınılmazdır. Günümüzde sezaryen dikiş izlerini azaltmak amacı ile lazer uygulamaları, steroid enjeksiyonları gibi farklı yöntemler de uygulanmaktadır. Haydi gelin şimdi bu yöntemleri inceleyelim!
Eğer şanslıysanız, sezaryen kesik iziniz güzel bir şekilde iyileşecek ve sadece ince bir çizgi kalacaktır. Tabii ki, bir izin ne kadar kalacağı aslında iyileşene kadar bilinemez. Maalesef, izler her zaman tamamen kaybolmaz. Ne kadar iyileşeceği kişiden kişiye değişir ve iz boyutu farklılık gösterebilir. Eğer sezaryen iziniz sizi rahatsız ediyorsa işte sezaryen kesik izinin görünümünü iyileştirmek için uygulanan birkaç yöntem!
Silikon levhalar veya jeli kullanımı sezaryen doğum sonrasında oldukça yaygındır. Silikon, cildi yeniden yapılandırabilen ve bağ dokusunu güçlendirebilen bir maddedir. Araştırmalara göre, silikon levhalar veya silikon jelin doğrudan kesik bölgesine uygulanması izlerin görünümünü yumuşatarak düzleştirebilir ve ayrıca iz ağrısını azaltabilir.
Kesik iyileştikten sonra düzenli olarak bölgeye masaj yapmak, iz görünümünü azaltabilir. Sezaryen iz masajı, cildi uyararak kan akışını stimüle eder. Böylece hücresel büyüme desteklenir ve izler zamanla azalır. İşaret ve orta parmaklarınızı kullanarak kesik izinize günde 5 ila 10 dakika boyunca dairesel hareketlerle masaj yapmanız bu konuda size yardımcı olacaktır. Dilerseniz, masaj yapmadan önce cildinize E vitamini veya silikon jeli gibi kremler sürerek sürece destekte bulunabilirsiniz.
Sezaryen izi için lazer tedavisi, cildin hasarlı bölgelerini iyileştirmek için ışınlar kullanılmasına dayanır. Lazer tedavisi izleri yumuşatıp görünümünü iyileştirebilir ve hatta kabarıklık oluşturan iz dokusuyla başa çıkabilir. İstenilen sonuçlara ulaşmak için birden fazla seans lazer tedavisi gerekebilir. Bu durum mutlaka doktor ile kararlaştırılmalıdır.
Sezaryen izler için steroid enjeksiyonları, sadece vücutta iltihabı ve ağrıyı azaltmakla kalmaz. Aynı zamanda daha büyük izleri düzleştirerek görünümünü iyileştirebilir. İstenen sonuçlara ulaşılması için aylık olarak birden fazla enjeksiyon gerekebilir. Steroid uygulaması mutlaka doktora danışılarak uygulanması gereken bir süreçtir.
Günümüzde az iz bırakması ve dikişlerin alınmasını gerektirmemesi gibi sebeplerle estetik dikiş tavsiye edilmektedir.
Sezaryen estetik dikişte kendi kendine eriyen dikiş materyalleri kullanılır. Ayrıca estetik dikiş; tek tek değil, devamlı olacak şekilde atılır.
Sezaryende atılan dikiş sayısı; kullanılan dikiş yöntemine ve kesinin büyüklüğüne bağlı olarak değiştiği için bir sayı verilememektedir.
Sezaryen sonrası iyileşme,1-2 gün içinde gerçekleşir. Yaranın iyileşmesi ve kapanması ise genellikle 1 hafta sürer. Estetik dikişte eriyen dikişler tercih edildiğinden dolayı, ipler bir hafta içinde kaynaşarak kaybolurlar.