Gebelik süreci boyunca bebeğinizin sağlıklı şekilde gelişebilmesi için beslenmenize, uyku düzeninize ve egzersiz programınıza dikkat etmeniz gerekir. Gebelik sürecinde sağlıklı ve dengeli beslenmeniz oldukça önemlidir. Bu noktada tükettiğiniz gıdaların enerji ve besin ögeleri ile aldığınız vitamin ve minerallerin takibini sağlamanız gerekir. Sağlığınız için protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve su bakımından yeterli ve dengeli beslenmeniz önerilir. Hamilelikte bu konuya daha büyük özen göstermeniz gerekir çünkü aldığınız tüm besinler doğrudan bebeğinize geçer. Gebelik sürecinde halsiz düşmemek ve bebeğinizi yeterli şekilde beslemek için bazı vitamin ve mineralleri almaya özen göstermeniz büyük önem taşır. Haydi gelin, gebelik döneminde yeterli şekilde almanız gereken vitamin ve mineralleri inceleyelim!
Vitaminler, vücudun işleyişini düzenleyen ve sağlıklı bir yaşam için elzem olan bileşiklerdir. Vücudumuz vitaminleri kendi sentezleyemez, bu sebeple dengeli bir yaşam için vitaminlerin besinlerden sağlanması ya da ek takviye ile ideal seviyede tutulması gerekir. Gebelik sürecinde annenin sağlıklı bir hamilelik geçirebilmesi ve bebeğin ideal gelişim gösterebilmesi için vitamin seviyelerinin uygun değerlerde tutulması gerekir. Bu bağlamda hamilelik sürecinde vitamin değerlerine dikkat edilmesi oldukça önemlidir.
Gebelik döneminde önemli olan vitaminlerden biri A vitaminidir. A vitamini yağda çözünebilen bir vitamindir ve vücutta karaciğerde depolanır. A vitamini premade ve provitamin olmak üzere ikiye ayrılır. Retinol adıyla da bilinen premade A vitamini et ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların tüketimi aracılığıyla alınabilir. Karotenoid adıyla da bilinen provitamin A vitamini ise meyveler ve sebzeler gibi bitkisel ürünler aracılığıyla alınabilir.
A vitamini gözler ve görme yetisi, kemikler ve dişler, yumuşak doku ve cilt yapısı ile ilişkilidir. Bununla birlikte mukus dokusunun oluşmasına ve sağlıklı kalmasına da A vitamini yardımcı olur. Yapılan araştırmalara göre gebelik sürecinde vücuttaki A vitamini ihtiyacı %20 oranında artış gösterir. Gebelik sürecinde A vitamini seviyesinin ideal oranda tutulmaması durumunda annede gece körlüğü hastalığı baş gösterebilir. Bununla birlikte A vitamini eksikliği durumunda plasenta dekolmanı adıyla bilinen ve gebeliğin son üç ayında sıklıkla gözlenebilen bir durum meydana gelebilir. Plasenta dekolmanında plasenta, doğuma hazırlık için yerleştiği bölgeden ayrılır ve dolayısıyla kanama meydana gelir. Bu durum anne ve bebek açısından tehlikelidir.
Gebelikte A vitamini eksikliği sonucunda oluşan problemler yalnızca annenin sağlığıyla sınırlı değildir, bebek sağlığı için de önemli etkiler oluşturabilir. Bu bağlamda A vitamini eksikliği sonucunda bebeklerde oluşan problemlerden biri zayıf gelişimdir. Zayıf gelişim, bebeğin ideal gelişim sürecine uygun şekilde büyüme ve gelişme gösterememesi şeklinde açıklanabilir ve gelişim geriliği ile doğrudan ilişkilidir. A vitamini eksikliği sebebiyle ortaya çıkan durumlardan bir diğeri ise zeka geriliğidir. Zeka geriliği, mental retardasyon adıyla da bilinir ve doğum sonrasında bebeğin dil ve iletişim becerileri, motor becerileri, yetenekler bakımından ortalamadan geride seyretmesine sebep olur. Gebelik sürecinde anne adayının yeterli miktarda A vitamini alamaması bebekte düşük doğum ağırlığına ve bağışıklık sisteminde bozukluklara da yol açabilir.
A vitamini, doktor kontrolünde takviye edilmesi gereken bir vitamindir çünkü nasıl ki A vitamini eksikliği ciddi problemlere sebep oluyorsa aynı zamanda A vitamininin aşırı tüketimi de toksik etki yaratabilir.
A vitamini almak için alabalık, karaciğer, somon, yumurta sarısı, süt ve peynir, kavun ve mango gibi sarı ve turuncu meyveler, brokoli ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler ile havuç gibi turuncu ve sarı sebzeler tüketilebilir.
B grubu vitaminleri vücutta depolanmayan vitaminler arasında yer alır ve suda çözünür. Metabolizmanın işleyişi için gerekli olan enzimlerin doğru çalışabilmesi açısından B grubu vitaminleri oldukça önemlidir. Bu vitaminlerin vücut dokularını korumak ve yenilemek, beyin hücrelerini korumak, hücre çoğalmasına ve yenilenmesine destek vermek gibi görevleri bulunur. B vitamini grubu sekiz tür vitaminden meydana gelen bir gruptur. Bu grupta “tiamin” adıyla bilinen B1, “riboflavin” adıyla bilinen B2, “niasin” adıyla bilinen B3, “pantotenik asit” olarak bilinen B5, “piridoksin” adıyla bilinen B6, “biyotin” adıyla bilinen B7, “folat” adıyla bilinen B9 ve “kobalamin” adıyla bilinen B12 vitaminleri yer alır.
Gebelik sürecinde vücutta tüm B vitaminlerine karşı bir ihtiyaç oluşur ancak birçok B vitamini gıdalardan kolayca alınabileceği için özel bir takviye gerektirmez. Gebelik sırasında vücuttaki seviyesine dikkat edilmesi gereken B grubu vitaminleri ise B6, B9 ve B12 vitaminleridir.
B6 vitamininin eksikliği annede halsizlik ve yorgunluk, bulantı ve kusma gibi problemlere yol açabilir. Aynı zamanda gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi de B6 vitamini eksikliği ile bağdaştırılabilir. B6 vitamininin eksikliği bebeklerde düşük doğum ağırlığına yol açabilir. Aynı zamanda B6 vitamini eksikliği kilo ve boy bakımından gelişim geriliğine ve yetersiz büyümeye yol açabilir. Bebeklerin bağışıklık sisteminin güçlü olması açısından da B6 vitamini oldukça önemlidir. Bebeklerde oksijensiz kalmayı ve anemiyi engellemek için de B6 seviyelerine dikkat edilmesi gerekir. Beyin ve omurilik gelişimi bakımından da B6 vitamini oldukça önemlidir. Nörolojik gelişim sorunlarının engellenmesi ve sinir sistemi gelişiminin ideal şekilde ilerlemesi için anne adayının gebelik boyunca B6 vitamini seviyesine dikkat etmesi gerekir.
Gebelikte B6 vitaminini ideal seviyede tutabilmek için anne adayının nohut başta olmak üzere kuru baklagiller bakımından zengin bir beslenme düzenini takip etmesi önerilir. Bununla birlikte kırmızı ve beyaz et, balık başta olmak üzere deniz ürünleri, süt ürünleri tüketimi de B6 vitaminini dengelemeye yardımcı olur. Karnabahar, bezelye, ıspanak, tatlı patates, havuç gibi sebzeler; muz ve avokado gibi meyveler de B6 vitamini deposudur.
B9 vitamini de gebelikte dikkat edilmesi gereken vitaminler arasında yer alır. Bu vitamin, kendi içinde üçe ayrılır. “Folat” besinlerde bulunan vitamin formudur. “Folik asit” ise B9 vitamininin sentetik formudur ve genellikle takviyelerde yer alır. “Metilfolat” olarak da bilinen 5-MTHF ise folik asite kıyasla daha kolay sindirilebilen bir B9 vitamini takviyesi şeklinde tanımlanabilir.
B9 vitaminleri arasında en yaygın bilineni “folik asit”tir ve bu vitaminin hamilelik sürecinde büyük önem taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Folik asit eksikliği durumunda anne adayında anemi, preeklampsi ve yorgunluk görülme olasılığı artar. Bununla birlikte folik asit eksikliği kabızlık ya da ishal gibi sindirim sistemi sorunlarına ve depresyona yol açabilir.
Folik asit eksikliğinin bebekler üzerindeki etkileri de oldukça önemlidir. Gebelik döneminde yeterli B9 vitamini alınmaması durumunda bebeğin doğum ağırlığı normalin altında olabilir ve aynı zamanda gelişim geriliği oluşabilir. Bununla birlikte folik asit doğrudan bebeklerin bağışıklık sistemi üzerinde de etkilidir ve eksikliği durumunda doğum sonrasında enfeksiyon riski artar. Folik asit, bebeğin beyin ve omurilik gelişimi açısından da oldukça önemlidir. Folik asit eksikliği durumunda bebeklerde “ayrık omurga” adıyla da bilinen doğum anomalisi meydana gelebilir. Aynı zamanda folik asit eksikliği bebeklerde anemiye de yol açabilir. Tüm bu risklerin önlenmesi ve bebeklerin sağlıklı gelişiminin desteklenmesi için gebelik boyunca folik asit alımına özen gösterilmesi gerekir.
B9 vitaminini badem, fındık, ceviz gibi kabuklu kuruyemişlerden almak mümkündür. Bununla birlikte kuru baklagiller de B9 vitamini bakımından zengindir. Bu sebeple gebelik döneminde mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya gibi baklagillerin tüketilmesi önerilir. Karaciğer ve yumurta gibi hayvansal gıdalar da folat bakımından zengindir. Pancar ve yeşil yapraklı sebzeler; özellikle ıspanak, roka, maydonoz B9 vitamini almak için tüketilebilir. Aynı zamanda kuşkonmaz, brüksel lahanası ve brokoli de tercih edilebilir. Bazı meyveler de B9 vitamini almak için tüketilebilir. Narenciye grubu meyveler, avokado, papaya ve muz; B9 vitamini almak için doğru tercihlerdir.
B12 vitamini beyin fonksiyonlarının doğru şekilde işlev göstermesi, sinir sisteminin sağlıklı şekilde işlemesi ve alyuvar üretimi için oldukça önemlidir. Gebelikte B12 eksikliği annede anemi, halsizlik, el ve ayaklarda karıncalanma ve denge bozukluğu görülebilir. Bununla birlikte iştahsızlık, ishal, kabızlık, mide yanması gibi semptomlar da B12 eksikliği sonucu ortaya çıkabilir. Gebelik döneminde bu vitaminin eksikliği sonucu ortaya çıkan en önemli semptom ise depresyondur.
B12 eksikliğinin bebek üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Gebelikte B12 eksikliği bebekte anemiye, düşük doğum ağırlığına ve nörolojik gelişim sorunlarına yol açabilir. Bu bağlamda sinir sistemi sorunları ve beyin gelişiminde gerilik gibi durumlar söz konusu olabilir.
Gebelikte B12 eksikliğini önlemek için böbrek, dalak ve karaciğer gibi sakatatlar; karides, alabalık ve midye gibi deniz mahsulleri; yumurta, süt ve süt ürünleri, kefir tüketilebilir. Bununla birlikte mercimek ve barbunya gibi kuru baklagiller, taze fasulye ve bezelye, maydanoz ve ıspanak başta olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, mantar ve pancar da B12 bakımından zengin gıdalardır.
Sağlıklı yaşam için en önemli vitaminlerden biri de C vitaminidir. Antioksidan özelliğe sahip olan, bağışıklık sistemini güçlendiren ve cilt sağlığı açısından önemli görevleri olan C vitamini aynı zamanda kansere karşı da koruyucudur. Bununla birlikte C vitamini dişlerin ve kıkırdakların korunmasında önemli görev alır, yaraların hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Gebelikte vücudun C vitamini ihtiyacı yaklaşık olarak yarı yarıya artar. Bu ihtiyacın karşılanmaması durumunda anne adayında anemi, yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Bununla birlikte C vitamini eksikliği bağışıklık sisteminde zayıflamaya ve yaraların geç iyileşmesine de yol açabilir.
Gebelikte C vitamini eksikliği bebekler üzerinde de bazı etkiler oluşturur. Düşük doğum ağırlığı, bağışıklık sisteminde zayıflık, büyüme ve gelişmede gerilik gibi durumlar C vitamini eksikliği sebebiyle oluşabilir.
Anne adayının kendisini ve bebeğini olumsuz etkilerden korumak için C vitamini içeren besinler tüketmesi gerekir. Bu besinlerin başında portakal, limon, greyfurt ve mandalina gibi narenciye grubu meyveler gelir. Kiwii, çilek ve ananas, biber gibi meyveler de C vitamini bakımından zengindir. Maydanoz, ıspanak ve roka gibi yeşil yapraklı sebzeler, brokoli ve lahana da C vitamini bakımından zengindir.
D Vitamini gebelikte eksikliği sık görülmeyen ve aşırı alımı durumunda toksik etki yaratabilen vitaminler arasında yer alır. Bu bilgilere rağmen D vitamini gebelik sürecinde bebek üzerinde oldukça önemli etkilere sahiptir. Anne adayında gebelik sürecinde D vitamini eksikliği olması kemik ve dişlerde deformasyona ve osteoporoza yol açabilir. Bununla birlikte gebelik diyabeti ve preeklampsi de D vitamini eksikliği sonucu ortaya çıkabilir. Gebelikte D vitamini eksikliği bebeklerde yenidoğan tetanozu ve “fetal rikets” adıyla da bilinen raşitizme yol açabilir. Raşitizm, kemik dokusunun yumuşayıp deforme olmasına sebep olur. D vitamini eksikliği aynı zamanda ilerleyen dönemde diş gelişiminde de anomalilere yol açabilir. Bu sebeple gebelikte D vitamini içeren gıdaların yeterli miktarda tüketimine dikkat edilmesi gerekir.
Brokoli, havuç, elma, muz, mercimek ve badem D vitamini bakımından zengin gıdalardır. Aynı zamanda süt ve süt ürünleri, kefir, ton balığı ve somon, yulaf ve tatlı patates de D vitamini alımı için tüketilebilir. D vitamininin vücutta aktifleştirilebilmesi için her gün sabah saat 10’dan önce ve öğlen 3’ten sonra güneş kremi kullandıktan sonra güneşlenmek de oldukça önemlidir.
E vitamini bağışıklık sistemi başta olmak üzere vücudun birçok bölümünün sağlıklı şekilde işlev gösterebilmesi için oldukça önemlidir. Yağda çözünen bir vitamin olan E vitamini göz ve cilt sağlığı ile hormon dengesi bakımından büyük rol oynar. Gebelikte E vitamini eksikliği anne adayında anemi, bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu enfeksiyon riski ve preeklampsi riski oluşturabilir. Aynı zamanda E vitamini eksikliği plasenta ayrılmasına da yol açarak kanamalara sebep olabilir. E vitamini bebeklerin kaslarının ve sinir sistemlerinin gelişiminde önemli rol oynar. Bu vitaminin eksikliğinin bebek üzerindeki etkileri ise düşük doğum ağırlığı, gelişim geriliği ve prematüre doğum şeklinde sıralanabilir.
E vitamini ay çekirdeği, yer fıstığı ve badem gibi kuru yemişlerde; mango, avokado, kiwii gibi meyvelerde; kuşkonmaz, ıspanak, kabak ve balkabağı, pancar yaprağı, karalahana gibi sebzelerde bulunur. Bununla birlikte zeytinyağı, kanola yağı ve ay çiçek yağı da E vitamini içerir.
K vitamini vücut için hayati önem taşıyan vitaminlerden biridir. Kanın pıhtılaşmasını sağlayarak aşırı kanamayı önleyen K vitamini birçok besinde bulunduğundan dolayı genellikle gebelik döneminde eksikliği görülmez ancak emilim bozukluğu gibi durumlarda K vitamini alımına özen gösterilmesi gerekir. Gebelikte K vitamini eksikliği anne adaylarında doğumda aşırı kanamaya yol açabilir. Bebeklerde ise K vitamini eksikliği iç kanama ve yeni doğan kanama hastalığı gibi riskli durumlara yol açabilir. Bu sebeple gebelik boyunca ceviz, fındık ve kaju gibi kuru yemişler; sakatatlar, et ürünleri, yumurta ve süt ürünleri; çilek, nar, böğürtlen, kiwii ve incir meyveleri; ıspanak, pazı, maydanoz, fesleğen gibi yeşil yapraklı sebzeler ile brokoli, karnabahar, kuşkonmaz, lahana, bezelye, taze fasulye ve kereviz tüketimi önerilir.
Mineraller, vücudun doğru şekilde işlev göstermesini sağlayan en temel etkenler arasında yer alır. Gebelik sürecinde anne adayının ve bebeğin sağlığı için düzenli ve yeterli şekilde alınması gereken bazı mineraller bulunur.
Gebelikte alımına dikkat edilmesi gereken minerallerden biri çinkodur. Çinko; bağışıklık sistemi ve enfeksiyonlarla mücadele açısından oldukça önemli bir mineraldir. Bununla birlikte yaraların iyileşmesi ve gelişim gibi konularda da çinko mineralinin etkisi büyüktür.
Gebelikte çinko eksikliği anne adayında bağışıklık sisteminde problemlere, yaraların geç iyileşmesine, ruh halinde dalgalanmalara ve preeklampsiye yol açabilir. Aynı zamanda erken membran rüptürü olarak da bilinen amniyon zarının doğum başlamadan önce yırtılması da çinko eksikliğinden kaynaklanır.
Çinko eksikliğinin bebek üzerindeki etkileri büyüme ve gelişme gerilikleri, cinsel organların geç olgunlaşması, bağışıklık sisteminde zayıflık ve doğum kusurları şeklinde sıralanabilir.
Anne ve bebek sağlığı açısından gebelik boyunca yeterli seviyede çinko alımı gereklidir. Çinko, doktor kontrolünde takviye şeklinde sağlanabileceği gibi çeşitli gıdalar aracılığıyla da alınabilir. Çinko açısından zengin gıdalar arasında et, deniz ürünleri, tahıllar, baklagiller, süt ürünleri ve kabuklu yemişler bulunur.
Demir minerali kaslar, alyuvar hücreleri ve hormon düzenlemesi açısından oldukça önemlidir. Gebelikte demir ihtiyacı gebeliğin ikinci trimesterinden itibaren artış gösterir. Gebelikte demir eksikliği anne adayında kansızlık, halsizlik, yorgunluk, bağışıklık sisteminin olumsuz etkilenmesi sonucu enfeksiyon riskleri ve plasenta sağlığının olumsuz etkilenmesi gibi durumlara yol açabilir. Demir eksikliğiyle ilgili öne çıkan riskler arasında erken doğum ve düşük doğum da yer alır. Aynı zamanda lohusalık döneminde geç iyileşme de demir eksikliği sebebiyle yaşanabilecek etkiler arasında sayılabilir. Gebelikte demir eksikliğinin bebek üzerindeki etkileri ise düşük doğum ağırlığı ve gelişim bozuklukları şeklinde sıralanabilir.
Kadın doğum uzmanları annenin kan değerlerine bakarak demir takviyesi önerebilir. Bununla birlikte beslenme düzeninde demir açısından zengin gıdalar olan kırmızı et, tavuk, balık, baklagiller, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllar yoğunluk kazandığında demir ihtiyacı karşılanabilir.
Fosfor kemik gelişimi ve doku onarımı açısından oldukça önemli bir mineraldir ve kalsiyumla birlikte alınması önemlidir. Gebelikte fosfor eksikliği annede kemiklerde ve dişlerde zayıflamaya, sinir sisteminde bozukluklara ve bu bozukluklara bağlı olarak uzuvlarda uyuşma, halsizlik gibi problemlere yol açabilir. Gebelikte fosfor mineralinin yetersiz olması durumunda bebekte diş ve kemik gelişiminde problemler, büyüme geriliği ve sinir sistemi gelişiminde problemler gözlemlenebilir. Fosfor, birçok besinden alınabilir. Et, balık, süt ve süt ürünleri ile yumurta; fasulye başta olmak üzere baklagiller, tahıllar; fındık, badem, kabak çekirdeği gibi kuruyemişler bu besinlerin başında yer alır.
İyot metabolizma ve hormonlar üzerinde oldukça önemli etkilere sahip olan bir mineraldir ve gebelikte ideal miktarda tüketimine özen gösterilmesi gerekir. Gebelikte iyot eksikliği anne adaylarında hormonal dengesizlik başta olmak üzere birçok probleme yol açabilir. Tiroid sorunları bunların başında gelir. Tiroid bezlerinin dengesiz çalışması yorgunluk, halsizlik, kilo alma, depresyon ve kabızlık gibi belirtilere yol açabilir. Bununla birlikte guatr da iyot eksikliği sonucu ortaya çıkabilir. Gebelikteki en büyük riskler arasında yer alan preeklampsi ve erken doğum da iyot eksikliği sonucu oluşabilen durumlar arasında yer alır.
Gebelikte iyot eksikliğinin bebek üzerindeki etkilerinin başında konjenital hipotiroidizm gelir. Bu durum tiroid hormonunun yeterince üretilmemesi anlamına gelir ve gelişim geriliğine sebep olabilir. İyot eksikliği aynı zamanda bebeklerde zeka geriliğine ve büyüme geriliğine de yol açabilir. Bu risklerden korunmak için günlük tuz alımına dikkat edilmesi gerekir.
Kalsiyum minerali gebelik boyunca miktarına dikkat edilmesi gereken mineraller arasında yer alır. Yapılan araştırmalar, gebelik sırasında anne adayının kalsiyum ihtiyacının %33 oranında arttığını ortaya koymuştur. Gebelikte kalsiyum eksikliği anne üzerinde diş ve kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Kemik erimesi ve diş minesinde zayıflama bu etkilerin başında gelir. Bununla birlikte kalsiyum eksikliği preeklampsiye ve hipertansiyona da yol açabilir. Gebelikte kalsiyum eksikliği bebeklerde sinir sisteminde problemlere, kemik ve diş gelişiminde anomalilere ve büyüme geriliğine yol açabilir. Bu sebeple gebelikte kalsiyum alımına dikkat edilmesi gerekir. İdeal kalsiyum alımı için gebelik boyunca kalsiyum açısından zengin gıdalar arasında yer alan süt, yoğurt, peynir, badem, brokoli, lahana ve balık gibi besinler tüketilmelidir.
Magnezyum vücutta en çok bulunan minerallerden biridir ve kemikler ile kasların sağlığı açısından oldukça önemlidir. Magnezyum; özellikle enerji üretimi, kas fonksiyonu, sinir sistemi sağlığı, kemik sağlığı ve bağışıklık fonksiyonları bakımından işlev gösterir. Gebelikte magnezyum eksikliği anne adayı üzerinde ruhsal durumda dalgalanmalara yol açabilir. Bununla birlikte kas spazmları ve özellikle bacak krampları da magnezyum eksikliği sonucu oluşur. Gebelikte magnezyum eksikliği gebelik hipertansiyonuna da yol açabilir. Bu durumda böbreklerde bozukluk, yüksek tansiyon ve ödem gibi durumlar oluşabilir.
Magnezyum eksikliğinin bebekler üzerindeki etkileri büyüme geriliğine, sinir sisteminde gelişim bozukluklarına ve kemik problemlerine yol açabilir. Gebelikte magnezyum eksikliği bebeklerde düşük kemik yoğunluğuna sebep olabilir.
Bu nedenlerle, gebelik sırasında yeterli magnezyum alımı önemlidir. Magnezyum açısından zengin gıdalar arasında yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar, kabak çekirdeği, badem, fındık, fasulye ve balık bulunur. Gebelik sürecinde magnezyum düzeyinizi kontrol etmek ve doktorunuzun önerilerine uymak önemlidir çünkü kimi zaman magnezyum takviyesi de önerilebilir.
Omega3 hamile kalma olasılığını artırma, bebeğin rahme tutunmasını destekleme ve sağlıklı bir hamilelik geçirme gibi birçok noktada oldukça önemli bir yağ asididir. Göz sağlığı ve beyin gelişimi açısından oldukça önemli olan Omega3, “dokosaheksaenoik asit” adıyla da bilinir ve DHA şeklinde belirtilir. Gebelikte omega3 eksikliği anne adayında depresyon, kaygı gibi ruhsal problemlere yol açabilir. Bununla birlikte omega3 eksikliği erken doğum, preeklampsi gibi gebelik risklerini de artırır. Omega3 eksikliği bebeklerde düşük doğum ağırlığına yol açabilir. Bununla birlikte bebeklerin bağışıklık sisteminde zayıflığa ve otoimmün hastalıklara karşı aşırı duyarlılığa da sebep olabilir. Aynı zamanda omega3 eksikliği bebeklerde alerjik bir bünye oluşumuna yol açabilir. Omega3 eksikliği beyin ve sinir sistemi gelişimi için de oldukça önemlidir. İlerleyen dönemde bilişsel fonksiyonların ideal şekilde işlemesi için gebelikte omega3 alımı oldukça önemlidir. Aynı zamanda bebeklerin göz sağlığı açısından da gebelikte omega3 alımına özen gösterilmesi gerekir.
Omega3 yağ asitleri birçok gıdadan alınabilir. Somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar; keten tohumu, chia tohumu ve ceviz en önemli omega3 kaynakları arasında sayılabilir. Gebelik sürecinde omega3 düzeyinizi kontrol etmek ve doktorunuzun önerilerine uymak önemlidir. Bazı durumlarda, özellikle hamileliğe hazırlık döneminde omega3 takviyeleri de tavsiye edilebilir.
Hamilelik sürecinde anne adayının ve bebeğin sağlığı açısından beslenmeye özen gösterilmesi gerekir. Bu bağlamda vitamin ve minerallerin alımına da özen gösterilmesi oldukça önemlidir. Gebelik boyunca B9 vitamini başta olmak üzere A,B,C,D,E ve K vitaminlerinin gerekli düzeyde alınması gereklidir.
Gebelikte vitamin ve mineraller anne ve bebeğin sağlığı açısından oldukça önemlidir. Folik asit olarak da bilinen B9 vitamini, tıbbi olarak gebelikteki olumlu etkileri kanıtlanan en önemli vitamin olduğundan dolayı gebelik sürecinde doktor kontrolünde alınmalıdır.
Hamilelik döneminde annenin sağlığı ve bebeğin ideal gelişimi açısından vitamin ve mineral takviyeleri oldukça önemlidir. Birçok vitamin ve mineral gıdalar aracılığıyla alınabilir. Vitamin ve mineral değerlerinde dramatik düşüşler ya da tehlikeli oranlar görülmesi durumunda doktor tavsiyesiyle takviye kullanılabilir.
Gebelikte A vitamini alınmazsa bebekte gelişim ve zeka geriliği görülebilir, B vitamini alınmazsa beyin ve omurilik gelişimi aksayabilir, C vitamini alınmazsa bağışıklık sisteminde zayıflık görülebilir, D vitamini alınmazsa preeklampsi ve raşitizm oluşabilir, E vitamini alınmazsa kas ve sinir sisteminin gelişiminde problemler görülebilir, K vitamini alınmazsa doğumda aşırı kanama ve bebekte iç kanama olabilir.